Yerken aşırıya kaçmamalı

02.10.2023
248
Yerken aşırıya kaçmamalı

Bütün beslenme uzmanla­rı ve doktorlar yemek yerken aşırıya kaçmamak gerektiği hususunda aynı kanaattedir­ler. Peygamberimizin “Acık­madan sofraya oturmayın, doymadan sofradan kalkın.” sözü bu konudaki temel prensibi …

Bütün beslenme uzmanla­rı ve doktorlar yemek yerken aşırıya kaçmamak gerektiği hususunda aynı kanaattedir­ler. Peygamberimizin “Acık­madan sofraya oturmayın, doymadan sofradan kalkın.” sözü bu konudaki temel prensibi çok iyi özetler.

Aşırı besin sinir sistemini zayıflatır, bağırsaklara fazla yük yükler ve sindirim siste­mini olumsuz etkiler. Bu ko­nuda Dr. Bircher Bennar şöy­le diyor: “Gerçek ihtiyacın üs­tüne çıkan her tür besin faz­lalığı insanı güçlü yapmaz; tersine güçsüz duruma düşü­rür. Sağlıklı yaşamak için be­denimizin yüksek miktarda (kalorisi düşük) vitaminlere ve madensel tuzlara ihtiyacı vardır. Bedene enerji veren maddeler (protein, yağ, kar­bonhidrat) ise ancak yeteri kadar tüketilmelidir.”

Kısacası, sağlıklı ve uzun yaşamak için az yemelidir. Küçük lokmalarla, bol çiğne­yerek yavaş yavaş yeme alış­kanlığı kazanmak, yiyeceğin en küçük parçasından bile fazla lezzet almamızı sağlar. Zama­nımız sınırlı olduğundan ya da çok acıktığımızdan dolayı sofraya otur­mamızla kalkmamız bir oluyorsa, yani çok hızlı yiyorsak daha sonra kendimizi kıpırdayamayacak kadar ağır ve bir daha yiyemeyecek ka­dar tok hissederiz. Küçük lokma­larla ve yavaş yemenin üç faydası vardır:
* Yavaş yemek, yediğimiz şeyden daha fazla lezzet ve zevk almamızı sağlar. Ağzımıza aldığımız besin maddesi, esas olarak bir kimyasal bi­leşimdir. Tükürüğün içerdiği kimyasal bile­şimle parçalanan be­sinler farklı kimyasal özellikler sebebiyle farklı lezzetler kaza­nır.

* Küçük lokmalarla ya­vaş yemek, yemekle ilgili artan bir farkındalık ve haberdarlık ortaya çıkarır. Böyle­ce kişi ağzına girenle ilgili olarak daha yük­sek bir şuur kazanır. Bu da kişiyi atıştır­maktan ve ayaküstü bir şeyler yemekten alıkoyar.

* İnsanın tokluk duygu­su, beyinden idare edilen bir mekanizma ile, kandaki şeker seviyesinin yüksel­mesiyle sağlanan biyokimyasal bir yolla ve karın kaslarında­ki gerilimin beyne ulaşmasıyla desteklenen fizik-mekanik bir süreçle gerçekleşir. Biyokimyasal yol oldukça yavaş çalı­şır. Kandaki şeker seviyesi yükseldikten yaklaşık 20 dakika sonra tokluk uyarısı beyne gider ve yemeye ara verilir. Hız­lı yiyenlerin tokluk duygusunu hissetmeleri, ancak fizik-me­kanik yolla mümkün olur. Fizik-mekanik yolla tokluk duygu­su hissedenler, bedenlerinin ihtiyaç duyduğundan çok da­ha fazla yemiş olurlar ve yediklerini yağ olarak depolayarak kilolarına kilo eklerler.

Bilim adamlannın solucanlar üzerinde yaptıkları araştırmalar, az yiyenlerin fazla yiyenlere oranla 8 kat daha fazla yaşadığını göstermiştir.

BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.