Sahte ilaç piyasası büyüyor

Sahte ilaç satışının 2010 senesinde 75 milyar dolara erişmesi bekleniyor ! Amerika Birleşik Devletleri’de sağlık alanında çalışma yürüten bir kuruluş olan CMPI, sahte ilaç ticaretinin 2010’a kadar senede …

Sahte ilaç satışının 2010 senesinde 75 milyar dolara erişmesi bekleniyor !
Amerika Birleşik Devletleri’de sağlık alanında çalışma yürüten bir kuruluş olan CMPI, sahte ilaç ticaretinin 2010’a kadar senede yüzde13 çoğalış gösterece hipotezinde bulundu. Merkezin bilgilerine göre, sahte ilaç satışının 2010 senesinde 75 milyar dolara erişmesi bekleniyor.

Amerika Birleşik Devletleri’de sağlık alanında çalışma yürüten bir kuruluş olan Center for Medicine in the Public Interest CMPI Kamu Faydasına Sağlık Merkezi tarafından dünyadaki sahte ilaç ticaretiyle alakalı bir zaman evvel yayınlanan ve Dünya Sağlık Teşkilatı’nün WHO aktüellenmiş sahte ilaç raporunda da yer verilen rapora göre, sahte ilaç piyasası her sene azıcık daha gelişiyor. Raporda, dünyadaki sahte ilaç ticaretinin 2010’a kadar senede yüzde 13 çoğalış göstereceği hipotezinde bulunuldu.

“Para cihazı” olarak belirlenen yasa dışı ilaç satışlarının legal ilaç satışlarına göre her sene 2 kat fazla çoğaldığına işaret edilen rapora göre, sahte ilaç satışının 2010 senesinde 75 milyar dolarlık bir seviyeye erişmesi bekleniyor. Bu sayı 2005 senesiyle karşılaştırıldığında, yüzde 92’lik bir çoğalışa işaret ediyor.

Bu varsayımların WHO, Amerika Birleşik Devletleri Sağlık Dairesi, Avrupa Birliği Komiteyi ve öbür küresel kuruluşların son derece titiz öngörülerine katlandırıldığı raporda, “Sayıların hakikatinde reelde olduğundan düşük varsayım edilmiş olabileceği” evhamı dile getirildi. Bu evhamın sebebi olarak da “sahte ilaç bileşenlerinin yeni bir kabahat akımı olarak ortaya çıkması” gösterildi.

Geçmişte sahte ilaç bileşenlerinin yalnızca kabahat teşkilatları tarafından sahte ilaç için kullanıldığına işaret eden merkez, günümüzde bu bileşenlerin legal ilaç üreticilerine satılabildiğine, bununla çabanın da çok güç olduğuna dikkati çekti.

“Heparin” isimli ilacın ölümcül tesirinin, sahte bileşen satışı ve bunun ilaç imalinde kullanımından kaynaklanabileceği de raporda dikkat çekici unsurlar arasında yer aldı.

TÜRKİYE’DEKİ SAHTECİLİK
Merck Sharp Dohme MSD İlaçları Dış İlişkiler Direktörü ve Tahlilci İlaç Şirketleri Derneği AİFD Sahte İlaca Karşı Gayret Kurulu Abonesi Jeff Kemprecos, küresel seviyedeki ilaç sahtekarlığına ait bu raporun, evvelki varsayımların üstünde bir sayıya işaret ettiğini söyledi.

Bunun da sualin özellikle büyümemiş ülkelerde giderek makûslaştığı anlamına geldiğini kaydolan Kemprecos, “Gelişmişlik seviyeyi oldukça düşük Afrika ülkelerinin kimilerinde muhtelif ilaç cinslerinin neredeyse yüzde 80-90’ının sahte olduğu tespit edilmiştir” dedi.

Türkiye’deki vaziyetin ise değişik olduğunu ifade eden Kemprecos, şöyle konuştu:
“Türkiye’de sahtekarlığın büyük bir kısmı ilaçların yine paketlenerek satılması ve sosyal güvenlik sisteminin bu yolla dolandırılması şekline reelleşiyor. Çoğu gidişatta ilaçlar bozulmamakta ya da değiştirilmemekte, fakat yetkili makamları kandırmak üzere sahte paketler kullanılabilmektedir. Türkiye’de ilaç sektörü, örgütüne üyeleri ve Sağlık Bakanlığı sahteciliği durdurmak ve bu kabahati işleyen çeteleri dağıtmak üzere yakın bir işbirliği içinde çalıştığından bizler talihliyiz. Yetkili makamlar, sahte paketlerden şüphelendikleri her gidişatta bizimle irtibata geçerek ambalajın orjinal olup olmadığını hakimiyet ettiriyor.”

Kemprecos, yurttaşların da kullandıkları ilaçların ambalajı hakkında rastgele bir kuşkuya düştüklerinde ilaç içeriğinin doğrulanması emeliyle yakın bir eczaneye, Sağlık Bakanlığına veya üreticiye müracaat etmeleri gerektiğini söyledi.

Bu cins kabahatlerin tamamen ortadan kaldırılması için yurttaşların tetikte olması gerektiğini belirten Kemprecos, “Tüm dünyada ve Türkiye’de biyo-teknoloji şirketleri ile tahlilci ilaç firmaları hiçbir ahlaki yanı olmayan, bu ticarete dahil olan kabahatliler için çok daha katı cezaların verilmesini destekliyor” diye konuştu.

“TÜRKİYE’DE DAHA ÇOK KUTU SAHTECİLİĞİ YAŞANIYOR”
AİFD Genel Sekreteri Engin Güner de cemiyet sıhhatini ciddi biçimde riske atan ve bazen vefatlara dahi yol açabilen sahte ilaçların muhtelif şekillerde hastalara erişebildiğini bildirdi.

Türkiye’de çoğunlukla kutu sahteciliği yaşandığını, bu yolla geri ödeme müesseselerinin büyük oranda hasara uğratıldığını anlatan Güner, “Bu sahtekarlık bazen son kullanma tarihi geçmiş olan mahsullerin yine kutulanması bazen de ilacın kolisiyle beraber üretilmiş sahtesi biçiminde asıllaşabilmekte” diye konuştu.

Türkiye’de bu sahteciliğin mali ebadıyla alakalı bir sayı vermenin çok efor olduğunu ifade eden Güner, “Yurt içinden piyasaya sürülen sahte ilaçların yanı gizeme etraf ülkelerden Türkiye’ye girenler de bulunuyor” dedi.

WHO’nün “Dünyadaki ilaçların yüzde 6’sının sahte olduğu” ihtarını yaptığını anımsatan Güner, bu oranın büyümekte olan ülkelerde yüzde 50 olduğunu, bazı Afrika ülkelerinde ise yüzde 80’lere kadar çıkabildiğini söyledi. Güner, şunları kaydoldu:
“Neticede gelişmiş veya büyümekte olan ülkelerin hemen hemen tümü değişen oranlarda da olsa bu meseleyi yaşıyor. Misalin, Amerika Birleşik Devletleri’de dahi lipit düşürücülerden kanser ilaçlarına kadar geniş bir yelpazede sahte ilaçlar tespit edilmiş. Bunun önüne geçmek için öncelikle yaptırımların caydırıcı olması gerekir. Hali Hazırda 5237 rakamlı Türk Ceza Yasayı’nun 187. maddesine göre sahte ilaç yapımı ve satılması kabahattir. Şahısların yaşamını ve sıhhatini riske sokacak kalitede ilaç üreten veya satanların, 1 seneden 5 seneye kadar mapus ve adli para cezasına çarptırılması kanunda öngörülmektedir. Bu cezaların daha ağırlaştırılması ve uygulanması sualin çözümünde ehemmiyetli bir adım olacaktır.”

“İNTERNETTEN İLAÇ ALMAYIN”
Ayrıca dağıtım kanallarının tesirli bir biçimde sorgulanmasının da ehemmiyet taşıdığını vurgulayan Güner, şu ihtarlarda bulundu:
“Bir başka temkin de hastaların ilaçlarını nereden aldıklarına dikkat etmeleridir. Hastalar ilaçlarını olası olduğu kadar kumpaslı olarak gittikleri eczanelerden satın almalıdırlar. Ayrıca netlikle internet üzerinden ilaç satın alınmamalıdır. İnternet sahte ilaçların pazarlanması için en çok faydalanılan etraflardan biridir.”

Sahte ilaçların sisteme değiş tokuş veya geri iade yolu ile de girebildiğine işaret eden Güner, “Bu sebeple eczaneler ve ecza ambarları da bu yolla aldıkları ilaçları çok dikkatli bir biçimde gözden geçirmelidir” dedi.

Sahte ilaç ambalajlarına karşı koruma sağlayacak ve ilaç tedarik zincirinin tamlığını gözetecek yeni bir sistemin kurulmasının da lüzumlu olduğunu belirten Güner, “Sağlık Bakanlığı ve abone firmalarımızla yakın bir işbirliği içinde, pratik ve uygulanabilir kalitede, ilaçların hastaya tedarik edilmesini yasaklamayacak 2 Ebatlı Barkod Teknolojisine dayalı yeni bir sistemi uygulamayı amaçlıyoruz. Sistemin tümüyle uygulanması için bir geçiş sürecinin gerekli ve faydalı olacağını düşünüyoruz” diye konuştu.

Anadolu Ajansı

Kaynak: http://www.haberturk.com/haber.asp?id=76145&cat=220&dt=2008/05/23