Sağlıklı sindirim

06.10.2023
204
Sağlıklı sindirim

Sağlıklı bir beden temeli, sağlıklı bir sindirim sistemine dayanır. Biri olmadan diğeri olmaz. Ne yazık ki, çoğumuzun bedendeki toksik atıldan boşaltma işinde başarısız olduğu­muz, bizi …

Sağlıklı bir beden temeli, sağlıklı bir sindirim sistemine dayanır. Biri olmadan diğeri olmaz. Ne yazık ki, çoğumuzun bedendeki toksik atıldan boşaltma işinde başarısız olduğu­muz, bizi kronik ve ölümcül hastalıklarla karşı karşıya bıra­kan bağırsaklara sahip olduğumuz konusunda pek çok dok­tor hemfikirdir.
Şimdi, sağlıklı bir bağırsağın canlı besinlerle nasıl beslen­diğine bir bakalım:

1. Canlı besinlerde doğal olarak bulunan enzim, besinleri parçalar. Böylece besinlerdeki kimyasal maddeleri, hücre­lerden geçebilecek ve kana karışabilecek küçüklükte par­çalara ayırır. (Yaş sebze ve meyvenin zor sindirildiği görü­şünün tam tersinden bahsediyoruz.)
2. Sindirilmiş bol lifli besinler kolon duvarları tarafından emilir ve kan yoluyla beden hücrelerine dağıtılır.
3. Besinlerdeki toksik maddeler, bağırsakların içinde bulu­nan faydalı laktobasil bakteri ailesi tarafmdan hızlı bir eli-minasyon için tutulur.
4. Kalan lif, birçok kanserojen maddeyi seyreltme, bağlama ve etkisizleştirmeye yardımcı olur.
5. Atık maddeler, her gün düzenli olarak çalışan bağırsakla­rın hareketleriyle atılır.
6. Aynı zamanda bedendeki trilyonlarca hücre, kendi çöple­rini kan dolaşımına boşaltır ve toksinler hızla bedenden atılmak üzere bağırsaklara gider.
Bedenimizdeki atık maddeler, sağlıklı bir bağırsağa en hızlı şekilde gitme eğilimindedirler.

Şimdi de et, süt ürünleri, pişmiş ve işlenmiş besinlerle do­lu bir bağırsağın sindirim sistemini inceleyelim.
1. Enzim içermeyen yiyecekler (pişmiş sebzeler, beyaz ek­mek, pizza, kek, yumurta, süt, et, balık ve tavuk) sindirim sistemine girerler, ama besin emilimi için gerekli küçük­lükteki boyutlara parçalanamazlar.
2. Kalan lifsiz toksik maddeler sindirilmek üzere kaim bağır­sakta uzun süre konaklarlar. Bağırsak duvarı daha fazla su çektiğinde, dışkı da sertleşmeye ve atıhmı güç hale gel­meye başlar.
3. Yağlar sindirim bölgesinde beklerken bozulmaya ve ko­kuşmaya başlar, karbonhidratlar mayalanır ve protein çü-rür. Bu zehirleşmiş maddeler bedene geri dönerek gaza, kabızlığa, ağız kokusuna, mide ekşimesine, baş ağrısına, göz bozukluğuna ve daha birçok ciddi rahatsızlığa neden olur.
4. Bağırsak duvarı toksinleri emmeye başlar ve onları ser­best radikaller ya da kararsız, yıkıcı elektronlar olarak kan dolaşımına gönderir. Serbest radikallerin ve elektronların kandaki bu gezintisi, bir süre sonra sağlıklı hücrelere kar­şı bir saldırıya dönüşür.
5. Bağırsak geri çekilip tıkandığında kan, hücrelerdeki atık­ları toparlayıp çökeltemez. Şimdi atıklarla fazlasıyla dol­muş olan kan, hücrelerden bir zerre daha fazlasını alamaz. Sonuç olarak, kendi atıklarıyla dolan, zayıflayan ve bozu­lan hücreler hastalıklara açık hale gelirler.
6. Bir bağırsak hareketinden sonra bile, sindirilmeyen bazı besinler, kalın bağırsak duvarmda toplanarek, emilme ve boşaltmadan oluşan hayati sindirim sürecine zarar vere­ceklerdir.
7. Toksik atıklar bağırsağı mahveder çünkü kalan atıkları temizleyen faydalı laktobasil bakterisi zarara uğramış­tır. Enfeksiyonla mücadelede aldığımız antibiyotiğin yanı sıra, antibiotik yüklü süt ürünleri ve yediğimiz et, bağırsağı sağlıklı tutmaya yarayan faydalı bakteriyi öl­dürür.
8. Sonunda faydalı bakteri eksikliği, enzim ve lif eksikliği ile birleşince, bağırsak bütün gücünü, şeklini ve düzgün ça­lışma fonksiyonunu kaybeder.

Bütün bunlar insafı bağırsağının, günümüzün tipik beslen­me tarzları ile kurtarılacak gibi olmadığını gösteriyor. Biyolo­jik bulgular da insanların otobur olduğunu göstermektedir.

içgüdüsel olarak etle beslenen hayvanların sindirim siste­mi bu işin üstesinden gelebilir. Bu hayvanların çene eklemle­ri aşağı – yukarı düzlemde açılıp kapanma şeklinde gelişmiş­tir. Ayrıca dişleri uzun, keskin ve ön dişleri de dahil, inanıl­maz derecede öğütücüdür. Kıyaslarsak, at ve insan gibi oto­bur canlıların çene eklemleri yassıdır. Öğütücü dişleri arkada olduğu için yeşillikleri ve tahılları ağızlarında döndürerek çiğnemeleri gerekir. Etobur canlıların mide asitleri, otobur canlılarınkine göre yirmi kat fazladır çünkü eti sindirmek için çok miktarda aside ihtiyaç duyarlar.

Bir otobur (sizin gibi, benim gibi) et yediğinde, sağlık için şart olan doğal pH dengesini bozan asit üretimi şiddetle ar­tacaktır. Etobur hayvanlardaki kolonlar, dışarı atma işini hız­lı bir şekilde hallederler. Etoburların bağırsakları pürüzsüz ve düzgündür; dolayısıyla sindirimleri de göreceli olarak da­ha kısa ve düz bir rotada ilerler.

Bir önceki çizimde gördüğümüz gibi, insan bağırsağı kı­yasla daha girintili çıkıntılıdır ve boğum sayısı daha fazladır. Bu da keskin dönüşlerle dolu, uzun ve dolambaçlı bir yolu takip etmek anlamına geliyor. Yağlı, işlenmiş ve pişmiş yiye­cekler bu yolu kolay ve kısa sürede geçemezler. (Sindirime yardımcı olan enzimler ve lif açısından zengin olan canlı be­sinler ise bu labirentten kolaylıkla ve hızla geçerler.) Günü­müzün beslenme alışkanlıklarının sonucu, son derece kor­kunçtur. Bazı güvenilir istatistik sonuçlarına göre, ne kadar çok et yer, işlenmiş ve hayvansal gıdalar tüketirsek o kadar çok hasta olma riskimiz artar.

Bu gidişatı tersine çevirmek ve gerçek bir sağlığa kavuş­mak öncelikle hücrelerin, kanın ve bağırsakların bu atık maddelerden temizlenmesi şarttır. Canlı besinlerle beslenme bunu mümkün kılar.

BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.