Klasik metotların çıkmazı
Şişmanlık tedavisinde klasik metotlar beklenen sonucu vermedi. Konu ile ilgili hekimlerden Stunkard daha 1959 yılında “Şişmanların çoğu tedaviyi kabul etmez. Edenlerin çoğu kilo vermez. Verenlerin …
Şişmanlık tedavisinde klasik metotlar beklenen sonucu vermedi. Konu ile ilgili hekimlerden Stunkard daha 1959 yılında “Şişmanların çoğu tedaviyi kabul etmez. Edenlerin çoğu kilo vermez. Verenlerin çoğu da tekrar geri alır.” derken bu gerçeği dile getirmiştir.
Şeker
Rafine şeker üretimi 17. yy’da başladı. Pancar ve şeker kamışından şeker üretimi ise 18. yy’da başlıadı ve o gün bugündür, tadıyla ve yapılan leziz yiyeceklerle insanları büyülemeye devam ediyor. Dünyada beyaz şeker üretimi ve kullanımı arttıkça şişmanlık ve şeker hastalığı da artıyor.
Şeker bombası patates
16. yy’da domuzların beslenmesi ve yağ tulumu haline gelmesi için üretilen patates bugün sofralarımızın vazgeçilmez gıdası. Patatesin glîsemik endeksi beyaz şekere yakın, mineral ve vitamin açısından besin değeri oldukça düşük. Kabuğunun soyulması ve özel pişirilme teknikleri ile adeta bir şeker bombası haline gelen patates, şişmanlığın bu kadar yaygınlaşmasından baş sorumlulardan biridir.
İşlenmiş (rafine) buğday
Geçmişte insanlar buğdayı doğadan yetiştiği şekille tüketirlerdi. Lezzetli, vitamin, mineral ve eser elementler bakımından oldukça zengin olan esmer ekmek bolca tüketilirdi.
Bugün buğday rafineri işlemine tâbi tutularak en değerli kısımları olan kabuğu ve kepeğinden ayrılıyor. Esmer ve kepekli haliyle kan şekerini fazla yükseltmeyen buğday işlendikten sonra âdeta beyaz bir zehir haline geliyor. Bolca tüketilen makarna, pizza, sandviç, pasta gibi ürünler beyaz undan yapılıyor. Bunları bol ve keyifle tüketerek şişmanlıyoruz. Fast food ve hamburger türü hızlı ve ayak üstü beslenmede bolca beyaz un kullanılıyor. Batı ülkelerinde bu tarz beslenme şişmanlığın en önemli sebebi. Hamburger kültürüne tepkiler her geçen gün artıyor.