Keneye Karşı Dikkatli Olun

 Tüm bu koşullarla sürekli gayret eden bağışıklık sistemimiz, bahamı gelişiyle birlikte bir de ısınan havalara, çevreye dağılan polenler, yeni bir mevsime geçim sağlamaya çalışan beden sistemimizin yorulmasıyla iyice cılız düşüyor\” dedi. Vitamin noksanlığı olanların, tiroit hastalarının, alerji ve astım hastalarının baharın negatif tesirleri açısından daha fazla tehlike altında olduğunu belirten Duraksoy, baharda en çok halsizlik, bitkinlik, uykusuzluk, dikkat noksanlığı, alerji ve bahar bitkinliği şikâyetlerinin çoğaldığını söyledi.

Duraksoy, ancak yeterli ve sıhhatli beslenme, kumpaslı uyku ve egzersiz programı ile bu şikâyetlerin üstesinden gelinebileceğini de belirterek, tüm bunlara dikkat edildiği halde şikâyetleri devam edenlerin kesinlikle bir doktora başvurarak genel bir hakimiyetten geçmesi gerektiğinin altını çizdi. Bedenimizin lüzumu olan kumpaslı ve nitelikli uykuyu sağlamanın bağışıklık sistemimiz için çok ehemmiyetli olduğunu belirten Duraksoy, 7-8 saat derin uykunun koşul olduğunu belirtti. Akışkan alımı ve sıhhatli beslenmenin ehemmiyetine de dikkat toplayan Duraksoy, \’Yeterli akışkan almak, sıhhatli bir beslenme programı oluşturmak, bedenimizdeki yetersiz vitaminleri dayanak ile bitirmek de çok ehemmiyetli. Günde 8 bardak kaynamış su içmek, bedeninizin mineral balansını sağlar ve bağışıklık sisteminizi korur. Ancak içtiğiniz suyun kalsiyum magnezyum oram çok balanslı olmalıdır. Suyun verdiği denge ile alerji, omurga fıtığı, böbrek taşı gibi rahatsızlıklarımız eksilir, kemik yapımız kuvvetlenir\’ biçiminde konuştu.

Bağışıklık sistemimizi gözetmek ve kuvvetlendirmek için bir öteki ehemmiyetli noktanın da şeker tüketimini kaldırmak olduğunu belirten Duraksoy, bunun ehemmiyetini şöyle açıkladı: \”Şeker bağışıklık sisteminin baş düşmanıdır. Misalle sarihlersek; kanser hastalarında kanser hücrelerini tespit etmek için PET-CT sürüklüyor ve tüm bedeni tarıyoruz. Peki, bunun için ne kullanıyoruz? Nükleer işaretli şeker! Evet, kanser hücresi şekeri görür görmez hemen kapıyor ve nükleer işaret taşıyan şeker sebebi ile görünür hale geliyor. Yalnızca bu bile kanser hücresinin şekerle beslendiğinin ana göstergesidir.

Bağışıklık sisteminizi güçlü yakalamak, bahardan ve tüm öteki tesirlerden gözetmek istiyorsak şeker ve beyaz unlu şekere dönüşebilecek arıtılmış yiyecekleri emen kesmemiz gerekiyor\”. Vitamin yetersizliğini kapatmanın ve lüzumluysa dayanak almanın da bağışıklık için çok ehemmiyetli olduğunu belirten Duraksoy, özellikle çok güçlü bir antioksidan olan ve kanser hücrelerini bile parçalayabilen, başka bir deyişle bağışıklık sistemimize çok ciddi bir destek sağlayan C vitamini öneriyor ve ve ilave ediyor: \’Hububatlardan da yararlanın, çinko, selenyum, magnezyum açısından zengin besinler harcayın. Enginar, bakla, kereviz gibi sebzeler bu gruba girer.

Çok güçlü Omega 3, vitamin E ve resveratol kapsayan ve baharda bağışıklık sistemimizin süratli takviyecileri kalitesindeki üzüm çekirdeği yağı ve çörekotu yağını harcamak da bağışıklığımızı kuvvetlendirir. Vitamin C, Omega 3, vitamin B kompleksleri de bu yarıyılda bağışıklığınızı desteklerler. Alerjik astım ve öteki alerjik hastalıklardan korunmak için de yeterli ölçüde magnezyum ve probiyotik  harcanmalıdır. Kabız kalınmamalıdır. Mide barsak sistemimizin iyi çalışması sağlanmalıdır. Çinko, magnezyum Q10, süperoksit dismutaz, selenyum, iyot, böğürtlen, kızılcık ekstraktları   gibi birtakım çok ehemmiyetli antioksidan vitaminleri de bağışıklığınıza destek için kullanın.\’ Güneşin sağlayacağı D vitamininin de bağışıklık sistemi için koşul olduğunu belirten Duraksoy\’un bu mevzudaki nasihati ise şöyle: \’Güneşlenin, güneşlenmek deyip geçmeyin. 8 koruma etkenli güneş kremi bile vitamin D birleşimlenmesine manidir. Bu sebeple gözetici bir krem kullanmadan 15- 20 dakika direk güneşe üryan derimizi maruz bırakmak zorundasınız. D vitamini bedenimiz için hayati ehemmiyet taşır. Son senelerde yapılan bilimsel araştırmalar göstermiştir ki, şeker hastalığı, alzheimer, tüm irinli romatizmalar gibi oto-immün hastalıklar, kanser hatta malign melanom gibi en makûs cilt kanserleri, ağır enfeksiyon hastalıkları, tüberküloz gibi kronik enfeksiyonlar D vitamini yetersizliğinde tetiklenmektedir.\’ Duraksoy, son olarak egzersizin ehemmiyetine değinerek, \”En çok zevk aldığınız egzersizi keşfedip kesintisiz olarak uygulayın. Zira kesintisizliği sağlamak zorundayız. Egzersizi de beslenme programınızla destekleyin.