Gençler arasında yaygın olarak görülen ruh hali

19.08.2023
412
Gençler arasında yaygın olarak görülen ruh hali

Günümüz cemiyetlerinde gençlerin vaziyeti araştırılınca ortaya sağlıksız ve balanssız bir tablo çıkar: Tereddütlük, güvensizlik, kaygı, asaplılık, ani tepkiler, heyecan, hiddet, fevri ve kayıtsız davranışlar, basitçe …

Günümüz cemiyetlerinde gençlerin vaziyeti araştırılınca ortaya sağlıksız ve balanssız bir tablo çıkar: Tereddütlük, güvensizlik, kaygı, asaplılık, ani tepkiler, heyecan, hiddet, fevri ve kayıtsız davranışlar, basitçe coşup basitçe yeise kapılma, içe kapanma, bencillik.

Gençlik yarıyılı benlik algısının ön tasarıya çıktığı bir yarıyıldır. Genç insan kimi zaman kendisinin hiçbir kıymeti olmadığını, sıradan bir insan olduğunu, kimi zamansa üstün bir şahsiyet olduğunu düşünür. En ehemmiyetli mevzusu ve düşüncesi kendisidir. Düşünceleri çoğunlukla kendi merkezlidir. Bu yarıyılda balanslı şahsiyet anlamına gelen, duygu-düşünce-tavır geçimi yararlı şekilde ortaya konamayabilir.

Gençlerin bir kısmı bu yarıyılda düşler kurar, hayallere dalar; kendini büyük işler başaran biri, bulgular yapan bir bilim adamı, hayran kitleleri olan bir sinema oyuncusu veya sporcu, insanların yaşamını kurtaran çok zaferli bir hekim, büyük bir devlet adamı veya star olarak hayal edebilir.

Aileler,açısından bakıldığında da gidişat kaygı vericidir: Ebeveynlerin çoğu, çocukları geliştikçe beliren terslenmelere,kaprislere ve hiddet nöbetlerine bir anlam veremezler. Artık çocukları hiçbir şeyi hoşlanmamakta, dostça yaklaşımlarına dahi ters karşılık vermekte, her şeye fazla ve sert tepki göstermektedir. Bazı anne babalar ise en sempatik yaklaşıma dahi sırtını dönen, sert tutum gördüğünde ise daha da deliren gence nasıl davranacaklarını afallar, ne yapmaları gerektiğini bilemezler.

Yeni yetişen gencin kendilerine cephe aldığını hatta hiddet dinlediğini paydan anne babalar bundan huzursuz olurlar. Tüm teşebbüsleri negatif sonuçlanır. Bunun devamında genç ile anne baba arasındaki iletişim kopar ve karşılıklı müzakere ve münakaşalar başlar.

Genç insanın söz dinlemeyişleri, isyankar davranışları anne babayı naçar vaziyete sokar. Kimi zaman hiddetle kapıyı çarpıp çıkan genç, daha aradan fazla bir zaman geçmeden hiçbir şey olmamış gibi sevinci yerinde olarak eve dönebilir. Annesinden kendisine hoşlandığı yemeği hazırlamasını isteyip, minik kardeşine mizahlar yapabilir. Bunlar elbette ki çok balanslı tutumlar değildir. Odasına kapanıp müziğin sesini sonuna kadar açar. Daha 10 dakika evvel kapının önünde parçaladığı dostuyla telefonda bir saate yakın konuşur. Başka bir zaman televizyon izlerken ertesi günkü imtihanı kendisine andırdırılınca kendisinin bunu zati bildiğini ve dersine çalışıp tamamladığını söyler. Fakat bu ihtara çok tepkili olduğu muhakkaktır.

Annesinden babasından bilecek bir şeyi olmadığı kanısındadır. Dahası her fırsatta annesini babasını eleştiri eder. Onları kendi tabiriyle daha önceki veya geri kafalı bulur, zevkleriyle alay eder. “Bana böyle diyorsunuz ama ona bakılırsa siz de şöyle yapıyorsunuz” manasını aralıksız dile getirir. Hürmetten, saygıdan uzak, ilgisizce sözler sarf eder. Kimi zaman da sırf onları kızdırmak ve inat emelli sözler ortaya atar. Misalin, belki yapacağından değildir ama bir yerden sonra mektebi vazgeçeceğini, dostlarıyla müzik grubu kuracağını söyler. Veya babasının politik görüşlerine karşı görüşleri korunur, sıcaklıkla tartışır, hiç alakası olmadığı halde, yakalamadığı partiyi meblağ gibi görünür. Değişik bir fikri korunması elbette yanlış değildir, yanlış olan bunu yapma emelidir. Tamamen terslik yapmak ve inatlaşmak için böyle bir davranışa girer.
Bazen gençlerin bu davranışları sadece ailelerine müteveccihtir. Gencin dışarıda son derece utangaç ve mahcup bir tutum içinde olup, konutta bu kadar ters, asaplı ve tepkili olması ebeveyni afallatır. Hatta etraflarından gençle alakalı pozitif sözler dinlediklerinde ailesinin bu afallamışlığı daha da çoğalır.

Gençler ebeveynlerine, dostlarının veya tanıdıklarının anne babasını misal gösterirler, onların tavrından memnun olmadıklarını söyleyip, yakınırlar. Özellikle eve dostları geldiğinde böyle bir tutum içine girer, annelerinin veya babalarının yanlarına gelmesine kızarlar. Ebeveynleri dostlarına sevecen dahi davransa, gidince hemen onlara çıkışırlar. Kimileri konutta istenmediklerini düşünür ve bir an evvel ayrı bir konutta yaşamanın hayalini kurarlar. Kendisinin tenkide tahammülü yoktur ama anne babasını acımasızca tenkit etir. Onların yaptıkları her şeyi negatif algılar ve kısıtlamalarını mübalağalı değerlendirir. Aralıksız haksızlığa uğradığını, kimsenin kendisini kavramadığını düşünür. Bu yarıyılda dost tercihine karışıldığı takdirde ciddi çatışmalar yaşanır. Bu anlatılanlardan da anlaşıldığı üzere bu yarıyılda genelde gençler çok meseleli bir yapı sergilerler.

Psikolog Orhan Gümüşel 12-21 yaşlar arası kabul edilen bu gençlik yarıyılında ortaya çıkabilecek meseleleri şöyle sıralamaktadır
• Tik ve endişe bozuklukları Strese bağlı, şiddetlenerek veya gevşeyerek aynı bulgularla devam edebilir
• Fobiler, parçalama endişesi Bunlar erişkinlikte bağımlı şahsiyet, bunalım, panik bozukluk ve obsesif-kompülsif bozukluk tabloları biçiminde ortaya çıkabilir
• Zekâ geriliği veya özel bilme bozuklukları gibi rahatsızlıkların yansımaları ya da bulguları olarak ortaya çıkabilecek meseleler; ketlenme, içe kapanma, matlık ve yavaşlık
• Dikkat beceriksizliği ve hiperaktivite bozukluğu veya muhtelif sebeplere dayalı tavır bozukluğu yaşayan ergenlerde; saldırgan davranışlar, hiddet hakimiyetinde meseleler, antisosyal tavır yapılanması ve kabahate meyil
• Ergenin yaşam kumpasını, niteliğini, zamansız, derinden veya aralıksız etkileyebilecek hadiselerin olması da meseleler doğurabilir Natürel afetler, aileden birisinin ölümü, taşınma, sakatlanma, uzun süreli sağlık meseleleri, ekonomik problemler
• İçe kapanık ya da saldırgan, lakayt ya da çok hırslı şahsiyet özelliklerinin öne çıkması, güdü hakimiyet meseleleri, sosyal ilişkilenmede eforluklar, geçim bozuklukları.

Gençlerin bu ruh hali sıradan karşılanmalı mıdır ?
Eğer evvelki kısımda saydığımız tüm bu özellikler erişkin bir şahısta toplansaydı, kararsız etmeden o şahsın ruhsal vaziyetinin bozuk olduğunu, geçimsiz bir şahıs olduğunu söyleyebilirdik. Ancak gençlik yarıyılının ruh sıhhati kriterleri erişkin yarıyılın kriterlerinden değişik kabul edilmektedir. Bu değişikliğin sebebi, ruh sıhhati kavramının büyüme yarıyıllarına göre tanımlanan bir kavram olmasıdır. Bunu bir misalle açıklayalım: Oyuncak bebeği kırılan üç yaşındaki bir çocuğun ağlaması, kendini yere atıp tepinmesi bu yarıyıl için uzmanlarca natürel karşılanan bir tutumdur. Aynı tutumu bir erişkinin göstermesi ise ruhsal balanssızlık işaretidir. Eş biçimde gençlik yarıyılında sergilenen bazı tavırlar da bu yarıyıl için sıradan sayılabilmektedir. Dolayısıyla değerlendirme yapılırken bu yarıyılın ortak özellikleri dikkate alınarak değerlendirme yapılır.

Ancak dostlar biz bu kitapta azıcık daha değişik bir değerlendirme yapıp sizlerden, evvelki kısımda anlatılan ruh halini sıradan karşılamamanızı isteyeceğiz. Elbette ki bu ruh hali uzmanlar tarafından ruhsal bir bozukluk olarak nitelendirilmiyor.

Ama anlatılanlardan da anlaşıldığı üzere bunun balanslı, sağlıklı bir görüntü vermediği sarih. Eğer siz isterseniz gençlik yarıyılınızı çok balanslı, anlamlı, usu başında, huzurlu bir ruh haliyle geçirebilir, gençlerde yaygın olarak görülen bu ruh halini hiç yaşamayabilirsiniz.

Dilerseniz tam bu anlatılan anormallikleri sıradan kabul edip bunları gençlik yarıyılının kimlik depresyonuna verin ve siz de böyle yaşayın ya da isterseniz gençlik yarıyılını atlatana kadar beklemek yerine kendiniz için ehemmiyetli kararlar alın ve bu ruh halini aşarak çok daha üst bir karaktere, şahsiyete, ruh haline erişin. Bu mevzuda da tercih size ait olacak. Biz bu kitapta size ruhunuzu eğitebileceğinizi, zenginleştirebileceğinizi, kuvvetlendirebileceğinizi, ruh sıhhatinizi gözeterek balanslı bir insan haline gelebileceğinizi anlatıp bu mevzuda yol göstermeyi kastediyoruz.

Mevzunun uzmanları bilimsel açıdan gençliğin içinde bulunduğu ruh halini irdelemektedir. Ancak bizim emelimiz; sizlere değişik bir bakış açısı, değişik bir yol sunabilmek, böylece bir an evvel olgun, balanslı, yetkin bir ruh haline sahip olabilmeniz için yollar göstermektir.

BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.