Düşük Tehdidi Nedir?
Hamileliğin ilk yarısında kanama ya da kanlı akıntı olması vaziyetinde yapılan jinekolojik tetkikte kanamanın uterus dışında bir yerden gelmediğine emin olunduğunda düşük tehdidi tanısı konur. …
Hamileliğin ilk yarısında kanama ya da kanlı akıntı olması vaziyetinde yapılan jinekolojik tetkikte kanamanın uterus dışında bir yerden gelmediğine emin olunduğunda düşük tehdidi tanısı konur. Bazı anne adaylarında hemoroit kanaması, idrar yollarındaki kanama, ya da serviksteki bir hastalığa bağlı olarak özellikle cinsel ilişkiden sonra oluşan kanama da eksik bir değerlendirme neticeyi düşük tehdidi sanılabilir. Bu sebeple “düşük tehdidi” tanısını hemen koymadan komple bir jinekolojik ve genital tetkik bakımsızlık edilmemelidir. Anne adaylarının çoğu bu tetkike karşı gönülsüzdür. Ancak jinekolojik tetkik ve/veya ultrasonun düşüğe neden olduğu mevzusunda bilimsel bir bilgi bulunmamaktadır. Hamileliğin erken yarıyıllarında oluşan kanamanın değişik sebeplerini de asla gözardı etmemek gerekir. Bunlar arasında en ehemmiyetlileri dış hamilelik, mol hamileliği, selim ve habis urlar, sindirim sisteminden veya idrar yollarından olan kanamalardır.
Beklenen adet döneminde oluşan kanama “üstüne görme”, implantasyonda beklenen adetten bir hafta evvel oluşan kanama, 8. hafta etrafında plasentanın corpus luteum işlevlerini üzerine almasına bağlı oluşan kanama da sıhhatli izleyen bir hamilelikte ender olarak görülen “kirletilmenin” sebebi olabilir.
Düşük tehdidi tüm hamileliklerin %20-25′inde görülen ve özellikle erken hamilelik haftalarında %40-50 düşükle sonuçlanan bir gidişattır. Düşük tehdidi kanaması genellikle hafiftir ancak günler hatta haftalar sürebilir. Kanama ölçüyü çoğaldıkça düşük tehdididin düşükle sonuçlanma tehlikeyi de çoğalır. Asıl bir düşük tehdidi geçiren anne adaylarında hamileliğin ilerleyen haftalarında da erken doğum, bebekte büyüme geriliği gibi normaldışı bir gidişat ortaya çıkma ihtimali oranla çoğalır. Bu sebeple bu tanıyı almış anne adaylarının hamilelik döneminde ve doğumdan hemen sonraki yarıyılda daha sıkı takip edilmeleri uygundur.
Düşük tehdidi tanısı koyabilmek için jinekolojik tetkikte serviksin kapalı olduğu kollanmalı ve ultrasonda bebeğin kalp atışlarının olduğu kollanmalıdır. Bebeğin kalp atışlarının henüz ultrasonla kollanamayacak kadar küçük olduğu veya henüz ceninin dahi görülemediği erken hamilelik haftalarında ise uterus içinde hamilelik kesesinin düzgün yapısının devam ettiği kollanmalıdır.