Çocuklarda Domuz Gribi İçin Temkinler
Türk Doktorları Birliği, domuz gribi ile alakalı aktüel büyümeler yönünde, Prof. Dr. Murat Akova ve Doç. Dr. Alpay Cefaın katılımıyla bir basın buluşması tertip etti. Akova ve Cefaın domuz gribi hakkında en çok sorulan suallere verdikleri cevaplar şöyle:
Domuz gribi hakkında kısa bilgi
Pandemik İnfluenza A H1N1 virüsünün neden olduğu domuz, kuş ve insan grip virüslerinin bir karışımı olarak karşımıza çıkmış olan yeni grip cinsidir. İlk kez Mart 2009da Meksikada insanlar arasında görülmeye başlayan grip salgını süratle dünyaya yayılmış ve andırılacağı üzere Dünya Sağlık Teşkilatı DSÖ 11 Haziran 2009da pandemi faz 6 alarmı vermiştir. Geçen yarıyıl güney yarı kürede görülen hastalık, kış mevsiminin gelmesiyle beraber son haftalarda kuzey yarı kürede yayılmaya başlamıştır.
Hastalığın muayenehane seyri nedir?
Hastalığın muayenehane bulguları mevsimsel gripten değişik değildir. Pandemik grip H1N1 şu safhada mevsimsel influenzadan daha ağır izlememektedir. Ancak süratli yayılma özelliğine sahiptir. Mevsimsel influenzadan en ehemmiyetli farkı cemiyetin büyük kesiminin daha evvelden bu ve eşi olan viruslerle karşılaşmamış olmasıdır. Bu sebeple dünya popülasyonunun ehemmiyetli bir kısmı hastalığa sarihtir. Pandemik H1N1in öldürme sürati binde 3-5 arasındadır. Bu olağan influenzadan daha düşük bir orandır. Ancak hastalığa tutulanlar arasında muhakkak gruplarda vefat oranı olağan influenzaya göre daha yüksektir.
Kimler daha çok etkileniyor?
Hastalığın bugüne kadarki seyri araştırıldığında, 6 ay-24 yaş arası çocuk ve gençlerin daha çok etkilendiği görülmüştür. Hamileler, hastalanan şahıslarla ilk temas edebilecek hizmet grupları hastalıktan etkilenecek gruplar arasında sayılmaktadır. Hastalık 65 yaş üzerindeki bireylere kolay bulaşmamaktadır. Bunun 1918de alana gelen büyük salgın ile alakalı olduğu düşünülüyor. 1918de alana gelen grip salgınındaki virus bugünkü viruse çok benziyor. O virus 1950lere kadar gezdiği için 65 yaş üzerindeki bireylerin kısmi bağışıklık geliştirdiği kabul ediliyor.
Kaygılı olunan nokta nedir?
Kaygılar influenza A virusunun çok kolay yapı değiştirmesinden kaynaklanmaktadır. Bu bağlamda, ilerleyen süreçte hastalığın seyrinin daha ağır olup olmayacağı hakkında kesin bir şey söylenememektedir. Geçtiğimiz asırda yaşanan grip salgınlarında, başlangıçta hafif enfeksiyona neden olan virüsün sonradan daha öldürücü hastalık yapma hünerine kavuştuğu izlenmiştir.
Hasta olmamak için ne yapmalı?
Öncelikli tehlike grubu olarak ifade edilen çocuk-genç yaş grubunu hastalıktan korunması için şahsi hijyene dikkat başta gelmektedir. Mekteplerde hijyene, özellikle el hijyenine maksimum önemsenmeli, eller sık sık yıkanmalıdır. Minik yaş gruplarında şayet çocukların sık sık ellerini yıkamaları sağlanamıyorsa içkili el dezenfektanları kullanılmalıdır. Mekteplerde, çocukların bir arada bulunmalarının lüzumlu olmadığı sınıf dışı faaliyetler sınırlanmalıdır. Ne kadar çok değişik gruptan çocuk bir araya getirilirse tehlikenin o kadar çoğalacağı unutulmamalıdır. Mektep gezileri sınırlanmalıdır.
Hastalık görüldüğünde, mekteplerin kapatılması için bir kriter var mıdır?
Bunun için geliştirilmiş sayısal bir kriter ne yazık ki yok. Dünya Sağlık Teşkilatı DSÖ, mektep kapatma ve eşi uygulamaların salgının başlangıcında yapıldığı takdirde infeksiyonun yayılmasını yavaşlatacağını dolayısıyla sağlık otoritelerine zorunlu hazırlıkları yapmak için zaman kazandıracağını belirtmektedir. Bugün için ülkemizde asıllaştırılan mektep kapatma uygulamaları da aşı sağlanana kadar infeksiyonu olabildiğince hudutlu yakalayabilmek amaçlıdır.
Beraber çalıştığımız birisinde ya da çocuğumuzun sınıf dostunda hastalık olunca ne yapmalı? Gözetici ilaç almalı mı?
Hastalandığı düşünülen şahıslarla temas etmiş olanların rutin olarak bu virusun varlığı istikametinden taranmasına gerek yoktur. Hastanın grip semptomları istikametinden takip edilmesi yeterlidir. Ancak semptom çıkması vaziyetinde hasta rehabilitasyon istikametinden değerlendirilmelidir. Semptom kollanan hastaların ehemmiyetli bir kısmında da rehabilitasyona gereksinim duyulmayacaktır. Beynelmilel bilimsel müesseselerin hastalığa tutulan herkesin rehabilitasyon edilmesine müteveccih teklifi bulunmamaktadır. Muhakkak bir ekip tehlike etkeni taşıyan bireylerin rehabilitasyona alınması gerekecektir.
Bulguları neler ve görülünce/hastalanınca ne yapılmalı?
Pandemik grip H1N1 in bulguları mevsimsel griple aynı olup ateş, öksürük, boğaz sızısı, baş sızısı, adale sızıları ve daha geri tasarıda kalan burun akıntısı, ishal, bulantı-kusma gibi bulgulardır. Hasta Olan çocuklar mektebe sevk edilmemeli, veliler bu mevzuda uyarılmalıdır. Hasta Olan çocuklar hastalık tamamen iyileşene kadar -ki bu vakit genellikle 7 gündür- konutta yakalanmalı, hastalığın daha uzadığı gidişatlarda ise ateş düştükten en erken 24 saat sonra mektebe sevk edilmelidir. Hasta Olan çocukların iyi beslenmesi ve bol akışkan alması sağlanmalıdır.
Hali Hazırda var olan grip aşısı yeterli mi? Domuz gribi aşısı değişik mi?
Pandemik grip H1N1 için geliştirilen aşı şu anda Amerika Birleşik Devletleri, İsveç ve Macaristanda kullanılmaktadır. Şu an Türkiyede var olan aşı bir sene evvelinin influenza virusüne karşı geliştirilen mevsimsel grip aşısıdır. Pandemik grip H1N1 aşısının imal çalışmaları Temmuz ayı başından bu yana devam etmektedir. Takribî 5 bin ortamında çocuk ve yetişkinde sınandığını ve keskin bir yan etkisini izlenmediğini öğreniyoruz.
Tek bir aşı mı var, değişik aşılar mı var? Hangisi nasihat ediliyor?
Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupada üretilen iki tip aşı var. Bu iki tip aşının etmen maddeleri birbirinden değişik. Birinde zayıflatılmış canlı virüs var ötekiyi ise ölü virüs kapsıyor. Aşılar içerisinde üç ehemmiyetli madde var. Bunlardan birisi, antijen denilen bedende temel bağışıklığı sağlayacak olan virüsün parçasını kapsayan kısım. İkinci madde ise Amerika Birleşik Devletleri De olmayan ve Avrupa da olan adjuvan denilen ve aşının bağışıklık yapma eforunu artıran madde. Aşılarda bu emelle uzun seneler alüminyum kullanılmıştı. Amerika Birleşik Devletleri, var olan ancak bilimsel olarak ispatlanmış bulunmayan iddialar sebebiyle, aşıların içinde adjuvan madde kullanılmasına izin vermiyor. Adjuvanların çok ender olarak alerjik tepkinlere yol açtığı, bazı romatolojik hastalıklar gibi istenmeyen bazı yan tesirlere yol açtığı öne sürülüyor. Bu sebeple de Amerika Birleşik Devletleri De yasal olarak mesul yakalanan çok sayıda dava olduğu için bu maddenin aşılara konulmasına izin verilmiyor. Avrupa daki aşıların içinde adjuvan maddesi var. Bu aşılar 5 büyük şirket tarafından üretiliyor. Türkiye ye gelecek aşıların içerisinde büyük ihtimalle bu madde olacak. Bunun bulunmasının bir hasarı var mı sualine kesin bir cevap verilemiyor ancak Avrupa Birliğinde adjuvanlı sequalen veya alüminyum aşılar senelerdir uygulanıyor ve ciddi bir yan tesir hali hazırda bildirilmiş değil. Ama bu yalnızca Türkiye ye özgü bir şey değil, Amerika Birleşik Devletleri dışındaki tüm ülkelerdeki aşıların içerisinde adjuvan maddesi olacak. Üçüncü madde ise cıvalı bir bileşik. Aşının, başka mikroplarla kontamine olmasını, bulaşmasını yasaklayan gözetici bir madde. Amerika Birleşik Devletleri deki aşıların içerisinde bu da bulunmuyor. Civa olması çok da bir ehemmiyet taşımıyor. Zira, arka arkaya çok dozda aşı yapıldığı takdirde, bedende birikip özellikle çocuklarda bir ekip rahatsızlıklara yol açabiliyor, ancak tek doz üretiminde bir mesele bulunmuyor.
Aşıların yan tesirleri söylendiği gibi mevcut grip aşılarından daha fazla mı?
Grip aşısı dünyada 50 seneden daha uzun zamandır üretilen bir aşı. Üretme tekniği teknolojinin de büyümesiyle çok daha iyileşmiş olmakla beraber temel olarak imal basamakları on senelerdir hep aynı. Embriyonlu tavuk yumurtasından üretiliyor. Son senelerde doku kültürlerinden de üretilse de bunların sayısı çok az. Dolayısıyla dünyada bu mevzuda ciddi bir tecrübe ve birikim var. Domuz gribi aşısının mevsimsel influenzadan daha fazla bir yan tesiri olduğu bugüne kadar tespit edilmedi. Ancak yerel yan tesirler olabiliyor; aşı yerinde hafif kızarıklık, aşı yerinin hafif ağrıması gibi. Buna karşılık ciddi yan tesirler çıkması ihtimali son derece düşük ve mevsimsel grip aşısında beklenen yan tesir oranından daha fazla değil. Ancak dünyada ilk defa böyle büyük bir kitlesel aşılama faaliyeti olacağı için milyonda bir ya da daha ender görülen yan tesirlerin de ortaya çıkma ihtimali de ilgisizlik edilmiyor. Dünya Sağlık Teşkilatı bunları takip ediyor. Aşının kanser yaptığına dair söylenceler netlikle doğru değil.
Söylendiği gibi geçmiş senelerde, 1950-60 larda yaşanmış negatif deneyimler var mı?
Grip aşılarının üzerine haksız bir biçimde yapışıp kalan makûs şöhret, 1976 senesinde Amerika Birleşik Devletlerideki aşılama sırasında asap sistemini yakalayan bir hastalık olan Guillain-Barre hastalığının sıklığında bir çoğalış tespit edilmesinden kaynaklanıyor. Ancak bu çoğalışın aşıdan kaynaklandığı kesin olarak gösterilemediği gibi sonraki on seneler süresince grip aşılarının bu hastalığa neden olduğu kanıtlanamamıştır. Arada doğrudan bir sebepsellik ilişkisi kurulamamıştır. Bu hastalık her cemiyette 100.000de 4-5 sıklıkta görülmekte ve viral infeksiyonlar tarafından da başlatıldığı düşünülmektedir. Amerika Birleşik Devletleride aşı yan tesirlerini takip eden kuruluş seneler içerisinde yüz binlerce aşı uygulamasını değerlendirdikten sonra grip aşılarının bu hastalık tehlikesini artırmadığını tersine bir ölçü eksilttiğini belirtmiştir.
Aşı üretimi nasıldır? Adjuvan tesir nedir?
Aşı adjuvanla beraber yapıldığı zaman bağışıklık potansiyeli çok daha yükseliyor. Birisi yüzde 70 bağışıklık kazandırıyorsa, beraber olduğunda bu oran yüzde 90 a çıkıyor. Adjuvana bağlı yan tesir görülebilir mi sualine de kesin cevap verilemiyor, zira dünyada hiç bu kadar çok yaygın bir aşılama uygulanmadı. Ender ihtimaller olacak diye insanların aşıdan yoksun kalması doğru değildir. Böyle bir yan tesirin olup olmayacağını şu anda öğrenmeden bu mevzuda spekülasyon yaratmak doğru bir yaklaşım değil.
Aşı olunmasını öneriyor musunuz?
Evet. Aşının faydası mümkün yan tesirin yaratacağı hasardan çok daha büyüktür. Bu sebeple yan tesir olabileceği evhamıyla aşı yaptırmamak büyük yanılgı olur. Zira aşının seçeneği hastalığa tutulmaktır. Bunun neticeleri ise daha makûs olabilir.
Kimler aşı olmalı?
65 yaş altı tüm popülasyonun muhakkak bir öncelik sırasına göre aşılanması gerekmektedir. Sıranın başında hastalığa en sarih kesim olarak nitelenen 6 ay – 24 yaş arasındaki bireyler, hamileler, altta uyuyan kronik hastalığı olanlar, hastalıkla öncelikli karşılaşabilecek hizmet grupları; sağlık çalışanları, itfaiye, güvenlik görevlileri vs. yer alıyor.