Son araştırmalar kakkında bilgiler
New Jersey’deki Holy Name sağlık kurumu duyurusunda yayınlanan bir rapora göre betakaroten, C ve E vitaminlerinden oluşan antioksidanların özgür radikaller, olarak öğrenilen hasarlı molekülleri hakimiyet altına …
New Jersey’deki Holy Name sağlık kurumu duyurusunda yayınlanan bir rapora göre betakaroten, C ve E vitaminlerinden oluşan antioksidanların özgür radikaller, olarak öğrenilen hasarlı molekülleri hakimiyet altına alarak kalp hastalıkları ve öteki kanser cinslerine tutulma tehlikesini eksilttiği tespit etilmiştir. Klasik moleküllerde her atom ikili elektronla havalanmışken, özgür radikallerde bir elektron beceriksizdir. Özgür radikal en yakınındaki molekülden bir elektron çalınca, ok-sidasyon denilen çürütücü bir zincirleme tepkine neden oluyor. Antioksidasyon ise özgür radikallere elektronlar sağlayarak onların hasar vermelerini önlüyor.
Boston’daki Kadın Sağlık Kurumu hekimlerinden Joanne Manson’a göre, bunu dinleyince hemen koşup konutunuzda antioksidan stoku yapmanız gerekmez. Zira bugüne kadar yalnızca yiyeceklerdeki antioksidanlar üstüne araştırma yapıldı. Antioksidan haplar üzerine değil.
Boston’daki New England Deaconess Sağlık Kurumu Yiyecek Araştırmaları Bölüm Başkanı Dr. George Blackburn, “Yiyeceklerden aldığımız antioksidanlarla destekleyici hapların beden üzerinde aynı bereketi gösterip göstermediğini öğrenmiyoruz,” dedi.
VVashington’da George Washington Üniversitesi profesörlerinden Dr. C. VVayne Callavvay, “Brokoli, lahana gibi sebzelerde gözetici özelliğe sahip olabilecek, ama antioksidan sınıfına girmeyen otuz kırk kimyasal madde var,” diyor. Bu sebeple de bilim adamları gıdalarımızı balanslı beslenmeyle natürel yollardan almamızı öneriyorlar. Günde beş porsiyon bol lifli sebzeyle meyve sizin C vitamini ve betakaroten gereksinimizi karşılar.
1994 güzünde Associated Press haber ajansı etten çok sebzeye dayalı beslenme şeklini özümsememiz için yeni nedenler ortaya koydu. Günde 10 gr. doymuş yağ harcayan kadının yumurtalık kanseri olma tehlikeyi yüzde yirmi çoğalıyor. Günde yalnızca iki porsiyon sebze sizi bu riskten gözetmeye yeter.
Yumurtalık kanseriyle irtibatlı en biyük tehlike doğurganlık hormonu östrojendir. Araştırmalara göre, günde 10gr. fazla doymuş yağ veya hayvansal yağ yiyen kadın yumurtalık kanseri tehlikesini yüzde yirmi artırıyor. Öteki yandan günde 10gr. lifli yiyecekle beslenen kadınlar kanser tehlikesini yüzde otuz yedi oranında eksiltiyorlar.
Araştırmalar neticesinde her gebelik yarıyılının tehlikeyi yüzde yirmi eksilttiği, doğum hakimiyet hapıyla korunulan her senenin bu tehlikeyi yüzde beş ile on oranında düşürdüğü tanımlanmıştır. Yale Üniversitesi Hekimlerinden Harvey Risch hayvansal yağlarda östrojen olabileceğini veya kadınların natürel yoldan ürettikleri östrojen hormonunu artırabileceğini, bu arada sebzelerdeki kimyevi maddelerin kadınlık hormonu östojen salgısını eksiltebileceğini söyledi. Bu gidişatta beyin, bedenin üretmediği östrojenlerle değişiğinin arasındaki farkı idrak edemez ve yumurtalıklara östrojen yapımını düşürmeleri komutunu verir. Östrojen yapımının eksilmesi de tehlikeyi eksiltir.
Böylece östrojen yardımı rehabilitasyonu yanında bir hayli suali de getiriyor. Kanser tehlikeyi, östrojenle ilintiliyse, neden daha fazla östrojen almak isteyelim?
Antioksidan Listesi
*Az yağlı ve bol lifli beslenme şekli
*Beta-karoten A vitamini
*C Vitamini
*E Vitamini
*Sarmısak,Yoğurt,Soya Fasulyesi,Lima Fasulyesi,Deniz Likeni