Ömrümüz İki Kat Uzadı

ABD’de yapılan araştırmalar, bu yıl dünyaya gelmeye başlayan neslin 150 yıl yaşayacağını ortaya koydu ABD’de yapılan araştırmalar, son 200 yılda insan ömrünün iki kat uzadığını ve …

ABD’de yapılan araştırmalar, bu yıl dünyaya gelmeye başlayan neslin 150 yıl yaşayacağını ortaya koydu

ABD’de yapılan araştırmalar, son 200 yılda insan ömrünün iki kat uzadığını ve 150 yıl yaşayacak bir neslin bu yıl dünyaya gelmeye başladığını ortaya koydu

Yıllardır uzun yaşamanın sırları üzerine araştırmalar yürüten ve dünyanın en saygın eğitim kurumlarından biri Harvard Tıp Okulu, bir rapor yayımladı. Raporda, “İnsanların 150 yıl ya da daha fazla yaşamasını engelleyecek hiçbir neden kalmadı” açıklaması yapıldı. “Uzun yaşam genini” bulduklarını belirten ABD’li uzmanlar, 100 yaşını geçmiş insanlarda daha sık rastlanan ‘Sirtuin’ adlı gen üzerine yürüttükleri araştırmaların büyük umut oluşturacağını kaydetti. Bilim adamları, farelere bu genden birer kopya daha ekleyerek ömürlerini uzatabileceklerini düşünüyor. Genlerimizle oynayarak da ömrün en az 20 yıl uzatılması amaçlanıyor.

GEÇ AMA ’GENÇ’ ÖLÜN
Raporda, keşfedilen 10 değişik gen mutasyonu sayesinde farelerin ömrünün yüzde 50 oranında uzatılabileceği ortaya çıkarıldı. Bu gen mutasyonları sayesinde ömrü uzayan fareler, kendilerinin yarı yaşındaki farelerle aynı enerjik bünyeye sahip kalabiliyor.

Diğer bir çalışmada ise, metabolizmayı hızlandıran büyüme hormonları ve insülin benzeri büyüme hormonlarının (IGF) aslında ömrü kısalttığı anlaşıldı. Yani metabolizması hızlı olan organizmalar daha erken ölüyor. Uzun yaşamanın kimileri için “hastalıkla dolu ekstra yıllar” anlamına gelebileceğini belirten Harvardlı uzmanlar, ömrü uzatmanın modern dünyanın en büyük başarılarından biri olduğunu belirterek, “Sağlıksız bir şekilde uzun yaşamanın hiçbir anlamı yok. İnsanın en büyük amacı mümkün olduğunca geç, ama ’genç’ bir şekilde ölmek olmalı” diyor.

BUNLARI YAPIN ÖMRÜNÜZ UZASIN
Uzun yaşamanın sırlarını keşfetmeye çalışan Harvard Tıp Okulu bilim adamları insanın 150 yıl yaşamasına yardımcı olacak bazı ipuçları verdi. İşte ömür uzatan formül:

DÜZENLİ EGZERSİZ
Vücudun zinde kalması tam bir gençlik iksiri vazifesi görür. Düzenli olarak haftada 3 kez koşu ve yüzme gibi hafif egzersiz yapmak bile ömrü uzatır. Aeorobik; kalp, akciğer ve beyni korurken kolon ve meme kanserini de sizden uzak tutar. Aynı zamanda kasları ve kemikleri güçlendirip, mutlu bir ruh hali sağlar. Daha önce hiç spor yapmamış 50 yaşındaki biri, haftada 3 kez 30’ar dakika yürüyüş yaparak, psikolojik yaşını da 10 yıl geri götürebiliyor.

BAZEN TEHLİKE İYİDİR
Kesinlikle aşırıya kaçmamak kaydıyla, düşük seviyeli güneş yanıkları, bir kadeh şarap ya da düşük düzeyli radyasyon gibi unsurlar, vücudun kendi doğal onarım mekanizmasını devreye sokarak, DNA’yı tamir eden enzimler salgılatıyor. Bu enzimler kimi zaman ilgisiz hasarları da onararak vücudu dinçleştiriyor.

PİS HAVADAN KAÇIN
Yapılan araştırmalar, havası temiz bir ortamda doğal gıdalarla beslenip egzersiz yapan kişilerin çok daha uzun yaşayacağını gösteriyor. Özellikle orta yaştan sonra, kentin gürültülü ve kirli ortamından kaçıp kırsal bölgelerde yaşanması tavsiye ediliyor. Kalabalık, toz, duman ve gürültü, tansiyonu yükseltiyor, depresyona neden oluyor ve endişeli bir ruh hali yaratıyor.

DOĞRU BESLENİN
Bazı yiyecekler yaşlanma sürecini geciktirip ömrü uzatıyor. Ispanak ve brokoli gibi yeşil yapraklı sebzeler, hücreleri koruyan antioksidanlar ve betakaroten açısından çok zengindir. Meyve, sebze, lif ve omega-3 yağına ağırlık verilen, yağın ise düşük tutulduğu beslenme biçimleri tansiyon ve kalp hastalıkları riskini azaltır. Kanser riskine karşı soya fasülyesi ön plana çıkarken, her gün bir adet pişmiş bir domates yemenin de kalp krizi ihtimalini yüzde 30 azalttığı belirtiliyor.

KALORİ KISITLAYIN
Kalori alımınızı yüzde 10 ila yüzde 60 düzeyinde azaltarak metabolizmanızı yavaşlatabilir ve böylece daha uzun yaşayabilirsiniz. Aslında biraz “işkence” gibi görünse de kalori kısıtlamasının gerçekten de işe yaradığı görülüyor. Yapılan bir araştırmada, 3 ay boyunca, normalde yediğinin yüzde 25’i kadar az gıda tüketenlerde kandaki insülin oranı düştü ve DNA yıpranması azaldı.

VATAN

http://www.haberturk.com/haber.asp?id=11528&cat=220&dt=2007/01/08