Kalp sağlığı sadece yağ ve kolesterole bağlı değildir
Hayvansal proteinle kalp hastalığı arasında da bir ilişki vardır. Örneğin, plazma apolipoprotein B, hayvansal protein alımıyla doğru, sebze proteini (örneğin baklagiller ve yeşillikler) alımıyla ters …
Hayvansal proteinle kalp hastalığı arasında da bir ilişki vardır. Örneğin, plazma apolipoprotein B, hayvansal protein alımıyla doğru, sebze proteini (örneğin baklagiller ve yeşillikler) alımıyla ters orantılıdır. Apolipoprotein B seviyesi koroner kalp hastalığı ile güçlü bir biçimde ilişkilidir. Çoğu kişinin bilmediği ise, hayvansal proteinlerin kolesterolü artırırken, bitkisel proteinlerin onu azalttığıdır.
Bilimsel araştırmalar, hayvansal proteinin kandaki kolesterol üzerindeki etkisinin Önemli olabileceğini göstermektedir. Az yağlı diyete geçiş yapanların az yağlı hayvansal ürünleri yemeyi de bırakmazlarsa, umdukları kolesterol düşüşünü yaşamamalarının nedenlerinden biri de budur. Bu birçok kişiyi şaşırtmaktadır: Evet, az yağlı süt ürünleri ve derisi alınmış beyaz tavuk eti bile kolesterolü artırmaktadır. Bu durumla sürekli olarak hastalarımda karşılaşıyorum. Çoğu kişi, bütün hayvansal proteinleri diyetlerinden çıkarmadan kolesterol seviyelerinde önemli bir düşüş görmüyorlar.
Tek problem kırmızı et değildir. Tavuk ve balık tüketimi de kolon kanseri ile bağlantılıdır. Geniş kapsamlı güncel bir araştırma, 32,000 yetişkinin yeme alışkanlıklarını altı yıl boyunca incelemiş ve sonraki altı yıl boyunca bu kişilerde kanserin görülme sıklığını araştırmıştır. Kırmızı etten kaçınan, ama düzenli olarak beyaz et yiyen kişilerde kolon kanseri görülme sıklığı yüzde 300 artmıştır. Aynı araştırma, haftada en az iki kere fasulye, bezelye ya da mercimek yiyenlerin, bu yiyecekleri hiç yemeyenlere göre riski yüzde 50 azalttığını göstermiştir.
Tavuktaki kolesterol miktarı sığır etindekiyle neredeyse aynıdır; üstelik heterosiklik aminler (HCA) denilen güçlü kanserojen bileşenler ızgara tavukta sığır etinden fazla bulunur.” Et, balık ve tavuktaki heterosiklik aminleri araştıran güncel bir Yeni Zelanda çalışmasında, HCA’ların kanser riskine yol aç-masındaki en güçlü katkıyı tavuk etinin yaptığı bulunmuştur. Benzer şekilde, araştırmalar tavuğun da neredeyse kırmızı et kadar kalp sağlığı için tehlikeli olduğunu göstermektedir. Kolesterol söz konusu olduğunda, yağsız beyaz et yemenin yağsız kırmızı et yemeye karşı bir avantajı yoktur.
Bütünsel sağlığa ulaşmak için en iyisi, beyaz olsun, kırmızı olsun, bütün et çeşitlerinin tüketimini önemli oranda sınırlamak ya da tamamen diyetimizden çıkarmaktır. Dr. Campbell hastalığa hayvansal proteinlerin (hayvansal yağlara ek olarak) neden olduğu konusundaki görüşünü şöyle açıklamaktadır:
Kolesterol seviyeleri söz konusu olduğunda, diyetsel proteinin (hem çeşit hem de miktar açısından), doymuş yağdan daha önemli olduğuna inanıyorum. Diyetsel kolesterolden daha önemli olduğu da aşikardır. Hayvansal proteinlerin, kolesterolün metabolizmasıyla ilişkili enzimler üzerinde hızlı ve büyük bir etkiye sahip olduğunu biliyoruz. Bağışıklık sistemi olsun, çeşitli enzim sistemleri ve kanserojenlerin hücrelere alımı ya da hormonal aktiviteler olsun, hayvansal protein genel olarak bütün bu sistemlerde sadece zarara yol açar.
Hayvansal yiyeceklerin hangi bileşeninin en çok zarara yol açtığını bulmak imkansız olabilir. Bununla birlikte, Amerikalılar diyetlerindeki yağ miktarını marjinal seviyelerde azaltmak için savaşırken, bir yandan da çok miktarda hayvansal ürün ve çok az miktarda rafine edilmemiş bitkisel gıda tükettikleri gayet açıktır.
Bazı ülkeler ve Çin’in bazı bölgelerinde, Batı’da görülen hastalıkların aşırı az görülmesinin tek nedeninin diyetlerindeki yağ oranının az olması olmadığını unutmayın. Bunun nedeni, diyetlerinin rafine edilmemiş bitkisel gıdalar açısından zengin olmasıdır (onlar yağsız patates cipsi yemiyorlar).
Koroner arter hastalığı ve onun sonucu olan kalp krizlerinin (Amerika’da kadın ve erkeklerin bir numaralı ölüm nedeni) yüzde 100 önlenebilir olduğunu unutmayın. Dünya Sağlık Örgütü’nün bütün ülkelerden tek tek topladığı ölüm verilerini incelediğimde, daha fakir ülkelerin çoğunda, ki bu ülkelerde daha az hayvansal ürün tüketilmektedir, kalp krizinden ölen yetişkinlerin oranının yüzde 5′ten az olduğunu gördüm. Çin projesi, hayatı boyunca vejetaryen diyet uygulayan toplumlarda hiç kalp krizi görülmediğini ve doğal bitkisel yiyecekler açısından zengin bir diyet tüketen ve kalorilerinin yüzde 10′undan azını hayvansal yiyeceklerden alan toplumlarda ise yok denecek kadar az kalp krizi görüldüğünü ortaya koymuştur.
Dünya çapındaki datalardan edindiğim gözlemler, Amerikalı vejetaryenler ve vejetaryen olmayanlar hakkında yapılan araştırmalarla da desteklenmektedir. Bu araştırmalara göre, kalp krizi ile ilişkilendirilen başlıca risk faktörleri -sigara, fiziksel hareketsizlik ve hayvansal ürün tüketimi- önlenebilir faktörlerdir. Kalp krizinden kaynaklanan her ölüm, aslında önlenebilir olduğu için daha büyük bir trajedidir.