10 soruda sağlıklı ramazan
Ramazan ayında beden sağlığınızı korumak için dikkat etmeniz gereken bazı noktalar var. Özellikle sindirim sistemi ile ilgili sorunlar yaşayanların ramazan ayında iftar ve sahurda dengeli …
Ramazan ayında beden sağlığınızı korumak için dikkat etmeniz gereken bazı noktalar var. Özellikle sindirim sistemi ile ilgili sorunlar yaşayanların ramazan ayında iftar ve sahurda dengeli ve az yemek yiyerek sağlıklarını korumaları gerekiyor.
Ramazan ayında yapılan beslenme hataları ciddi rahatsızlıklara yol açabiliyor. Oruç tutan kişilerin günlük beslenme şekli ve öğün sayısı değiştiği için beslenme hataları yapılabiliyor. Ciddi rahatsızlıklarla tanışmak istemiyorsanız Acıbadem Sağlık Grubu Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Murat Saruç’un önerilerine kulak vermenizde yarar var.
1-Ramazanda, reflü şikayetleri olanlar neler yapmalı?
Reflü hastalığı, midedeki asit ve gıdaların yemek borusuna geri gelmesi ve burada tahrişe ve kişide göğüs arkasında yanma gibi şikayetlere neden olması şeklinde tanımlanıyor. Acıbadem Sağlık Grubu Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr Murat Saruç, “Normal zamanlarda da toplumda sık olarak gözlenen bu durum Ramazan ayında artmaktadır.” diyerek şöyle devam ediyor: “Uzun süren açlık sonrası, dikkatsizce yüksek kalorili ve fazla miktarda yiyecek yenmesi en önemli nedendir. Ayrıca sahurda yemek yendikten sonra hemen yatılması da zararlıdır. Yatar pozisyonda yiyeceklerin mideden yemek borusuna geri gelmesi kolaylaşmaktadır. Bu faktörler, Ramazan ayında şiddetli reflü şikayetlerinin görülmesine yol açar.” Bazen reflüye bağlı gelişen yemek borusu içini döşeyen dokunun iltihabı çok ciddi boyutlara kadar gelip, şiddetli ağrıya, kanamaya ve yutma zorluğuna neden olabiliyor.
Bu açıdan özellikle daha önceden reflü tanısı konulmuş olan hastaların, Ramazan ayı öncesi gastroenterologları ile görüşmeleri, yeni öneri ve ilaç değişikliklerini öğrenmeleri gerekiyor. Oruç tutarken iftarda yüksek kalorili ve yağlı yiyeceklerden kaçınmak, reflü olasılığını azaltan etmenlerden. Doç. Dr. Murat Saruç diğer önerilerini şöyle sıralıyor: “Ayrıca iftarda az miktarda yiyerek, iftardan 3 saat kadar sonrasına küçük bir öğün eklemek de mideyi aşırı doldurmayı önleyecektir. Sahurda hafif yiyecekler yemek ve yemek yedikten sonra hemen yatmamak gece reflülerini engelleyecektir. Reflü için, doktorunuzun kullanmanızı söylediği “proton pompa inhibitörü” türünde bir ilacın da, iftarda ve sahurda alınması, gün boyu aç kalan ve yüksek miktarda asit salgılayan midenizin asit salgısını azaltacaktır. Sigara ve alkol alınmaması, çikolata, kahve, biberli, yağlı baharatlı yiyeceklerden uzak durulması önemli yarar sağlar. Ramazan süresince kilo alınmaması, sıkı giysiler giyilmemesi ve gerektiğinde yatak başının yükseltilmesi de koruyucu önlemlerdir.”
2- Midesinde gastrit veya ülseri olanlar oruçtan nasıl etkilenirler?
Midesiyle ilgili sık şikayeti olan kişiler Ramazan ayı öncesi doktorlarıyla birlikte oruç için hazırlanmalı ve gerekli önlemleri almalı. Ramazan süresince sağlıklı beslenme kurallarına uyulması daha da önemli hale geliyor. Çünkü çok miktarda yemek yenmesi hazımsızlığa, karın ağrısına, bulantı ve kusmaya neden olabiliyor. Rahatsız olmamak için dengeli beslenmeye, gerekli tüm besin öğelerinden az miktarlarda yemeğe ve iftar ile sahur arasına yatmadan 2 saat kadar öncesine küçük bir ara öğün sıkıştırmaya dikkat etmek gerekiyor. Ramazan ayında dikkat edilmesi gereken bir nokta da ülser hastalığı. Özellikle mide şikayetleri olanların, daha önce mide ülseri veya kanaması geçirmiş olan kişiler oruç tutmaya başlamadan önce mutlaka bir gastroenterolog ile görüşmelerinde fayda var. Doç. Dr. Murat Saruç, “Kontrollerin yapılmadığı durumlarda oruç tutulması ciddi mide ve on iki parmak barsağı kanamalarına neden olabilmekte ve istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabilmektedir.” diyerek bir konuda uyarıda bulunuyor: “Ramazan ayı süresince ağrı kesicilerin ve aspirinin kullanımı da özen ister. Zaten mide için oldukça zararlı olan bu ilaçların doktor önerisi olmadan kullanımı, oruç sırasında tehlikeli kanama ve mide delinmelerine neden olabilir. Günlük hayatta en çok doktorun önermediği, ancak kişinin kan sulandırıcı etkisinden yararlanmak için kendi başına kullandığı aspirinler ile ortaya çıkan kanamalar ile karşılaşıyoruz”
3-Oruç tutmak karaciğeri etkiler mi?
Ramazan ayı süresince uzun süre aç kalınmasına rağmen iftar ve sahurda yenilen yüksek kalorili hamur işleri ve tatlılar nedeniyle vücut kilomuzun kontrolü zorlaşıyor. Bu kısa süre içinde vücut ağırlığında ortaya çıkan artış karaciğerde yağlanmaya yol açıyor. Karaciğer yağlanması, ilerleyerek karaciğer iltihabına (hepatit) ve daha da ilerler ise karaciğer fonksiyon kayıplarına yol açabilen ciddi tablolara neden olabiliyor. Eskiden doktorlar tarafından pek de ciddiye alınmayan bu durum, son yıllarda pek çok nedeni bilinmeyen karaciğer yetmezliği durumunda altta yatan esas faktör olarak karşımıza çıkıyor. Doç. Dr. Murat Saruç “Yüksek karbonhidratlı beslenme insülin kan seviyemizi yükseltmekte bu da karaciğerde daha kolay yağ birikime neden olmaktadır. Özellikle kronik karaciğer hastalığı (hepatit) olan kişiler oruç tutmaya başlamadan önce doktorlarına kontrol olmalı ve gerekli önerileri almalıdır.” diyor. Bu nedenle iftarda ve sahurda yediklerimize çok dikkat etmeli, gereğinden fazla yemek yerine, dengeli ve ölçülü miktarlarda beslenmeye Ramazan ayında da özen göstermeliyiz. Diğer bir faktör de alkol tüketiminin Ramazan ayında azalmasıdır. Türkiye’ye özel olan bu durum, günlük hayatlarında çok miktarda alkol alanlar ve alkol bağımlıları için de geçerli olabilmekte ve bu kişiler Ramazan ayı boyunca alkol kullanmamayı başarabilmektedirler. Alkole bağlı karaciğer, pankreas hastalıkları bulunan alkol bağımlısı kişilere Ramazan ayında yapılacak destek ile alkolden uzaklaşmaları sağlanabilir. Bu alkole bağlı karaciğer hastalığı gelişmiş kişiler için çok büyük bir kazançtır. Karaciğer hastalığının ilerlemesi durabilir ve kişi bu dönemden sonra normal karaciğerli kişilerinkine yakın bir yaşam sürebilir.”
4- Ramazanda kilo korunabilir mi?
Ramazan ayı genellikle kilo alınan bir dönem olarak biliniyor. Ancak nasıl beslenilmesi gerektiği ile ilgili bir beslenme uzmanının önerilerinin alınması ile, bu “Oruç tutarken de sağlıklı beslenme kurallarını yaşamımızın bir parçası haline getirebiliriz. “ diyen Doç. Dr. Murat Saruç şöyle devam ediyor: “Bir uzman gözetiminde düşük kalorili ve dengeli besinlerden oluşan, araları iyi belirlenmiş, iftar ile sahur arasında sık öğünler yerleştirilmiş bir program ile sağlıklı bir vücuda sahip olmak için ilk adım Ramazan’da atılabilir. İftarda ve sahurda bol su tüketilmesi, aşırı miktarda yemek yenilmemesi, iftarda bir tabak yemekten sonra 15 dakika kadar yemeğe ara verilmesi, günlük olarak tartılarak vücut ağırlığını kaydetmek, fiziksel aktivitenin artırılması alınabilecek genel önlemlerdir.”
5- Oruç tutarken karın ağrısına neden olabilecek durumlar nelerdir?
Ramazan süresince daha sık ev dışında yemek yendiğinden besin zehirlenmeleri, parazit ve enfeksiyon hastalıkları da artıyor. Bu sebeple yemek yenilen yerlere ve gıda temizliğine dikkat edilmesi gerekiyor. Safra kesesi, pankreas hastalıklarında da özellikle yağlı beslenme sonrası karın ağrısı ortaya çıkabiliyor. Unutulmaması gereken nokta, Ramazan’da ortaya çıkan karın ağrılarının da nedeninin belirlenmesi ve tedavi edilebilmesi için kişilerin vakit kaybetmeden bir hastaneye başvurması gerektiği. Ramazanda da akut apandisit, barsak tıkanıklığı veya delinmesi gibi acil tedavisi gerekli olabilecek ve her zaman karşılaşılabilecek durumlar görülebileceğini akıllardan çıkarmamak gerekiyor.
6- Ramazanda bulantı ve kusmaya neden olabilen hastalıklar nelerdir?
Bulantı ve kusmanın birçok organa bağlı hastalığın bulgusu olması mümkün. Solunum yolu enfeksiyonundan, beyin ve kulak ile ilgili hastalıklara, hormonal hastalıklardan, diğer enfeksiyon hastalıklarına kadar uzanan bir çok nedeni var. Ramazanda uzun bir açlık dönemi sonrası iftarda bol miktarda alınan gıdalardan sonra bulantı ve kusma görülebiliyor. “En sık rastlanılan nedeni gastrit, mide veya oniki parmak ülseri, besin zehirlenmeleri, safra kesesi iltihabı, pankreas iltihabı gibi durumlardır.” diyen Doç. Dr. Murat Saruç şu öneride bulunuyor: “Kusma genellikle yemekten yarım ile 2 saat sonra ortaya çıkar. Ramazan’da ortaya çıkan kusmanın da önemli ve acil tedavi gerektiren nedenleri olabilir, bu nedenle kusma ortaya çıktığında doktorunuza başvurunuz.”
7-Kabızlığın önlenmesi için neler yapmak gerekir?
Kabızlık posası az ve yüksek kalorili yemek yeme nedeniyle ortaya çıkıyor. Yiyecekler dengeli olarak seçilir, yeterince çiğ sebze, meyve tüketilir, unlu gıdaların kepek içermelerine özen gösterilirse; bu davranış değişiklikleriyle düzenli barsak alışkanlıklarını sürdürmek zor değil. Gaz ve hazımsızlık da hızlı ve çok miktarda yemek yeme nedeniyle Ramazan ayı boyunca sık görülen yakınmalar arasında yer alıyor. Dengeli ve sağlıklı beslenmenin ana kurallarına uyulduğunda, gazlı ve katkı maddeli içeceklerden çok tüketmek yerine, yeterli miktarda su içilmesiyle bu sorunun da kolayca çözülmesi mümkün. Bu önlemlere rağmen kabızlık düzelmezse, doktorunuz tarafından önerilen, alışkanlık yapmayan ve vücudunuza zararlı etkileri bulunmayan bazı ilaçlardan yararlanmak mümkün.
8-Safra kesesi ile ilgili problemler nelerdir?
Safra kesesi taşı orta yaş ve üstünde, kilolu kişilerde, çok doğum yapmış kadınlarda sık görülüyor. Safra taşlarının sağlık üzerine etkileri konusunda Doç. Dr. Murat Saruç şunları söylüyor:”Uzun süre açlık sırasında safra kesesi içinde kalan safra koyulaşmakta, akışkanlığı azalmakta ve yeni taşların oluşumu artmaktadır. Safra kesesinde taşın bulunması hazımsızlığa, çok miktarda yağ içeren besinlerin yenmesi karın ağrısı, bulantı ve kusmaya neden olabilmektedir. İftarda yenilen çok miktardaki besinden sonra şiddetli karın ağrıları ve akut kolesistit denilen safra kesesi iltihapları ortaya çıkabilir. Bu gibi durumlarda zaman kaybetmeden doktora başvurulmalıdır.”
9-Pankreas hastalığı olan , Ramazanda oruç tutulabilir mi ?
Kronik pankreatit, geçirilmiş akut pankreatit, pankreas kanseri gibi pankreas hastalığı bulunan kişilerin oruç tutmadan önce mutlaka doktorlarından onay almalarında yarar var. Safra kesesinde oluşan taşların safra kanalına düşmesi pankreasda iltihaba neden olarak istenmeyen durumlara yol açabiliyor. Doktor izni olmadan kronik pankreatit hastalarının oruç tutmaması, tutacaklar ise önerilere sıkı sıkıya bağlı kalmaları, insülin düzeylerinin ayarlanması ve pankreas enzim takviyesi yapılması gerekiyor.
10- Oruç tutmaya başlamadan önce yapılması gerekenler nelerdir?
Daha önceden belirlenmiş yemek borusu, mide, barsak, karaciğer, safra kesesi veya pankreas hastalığınız varsa, mutlaka doktorunuz ile görüştükten sonra oruç tutmaya başlamanızda fayda var. Doç. Dr. Murat Saruç şöyle diyor: “Doktorunuz, durumunuzu değerlendirmek için bazı incelemeler yapabilir veya tedavinizde değişiklikleri gerekli görebilir. Oruç tutmanızın sağlığınız açısından mümkün olup olmadığını belirleyeceği gibi, aynı zamanda oruç tutarken nelere dikkat etmeniz gerekeceğini, ortaya çıkabilecek ne tür durumların önemli olarak algılanması gerektiğini de belirtecektir. Herhangi bir sağlık problemi olmayanların ise oruç tutarken ortaya çıkan şikayetlerini önemsemeleri gerekmektedir. Sağlıklı kişilerin önceden varolmayan, Ramazan ayında ilk kez ortaya çıkan tüm yakınmaları için ve özellikle dışkı renginin siyah veya kırmızı olması, kahve telvesi gibi kusma, şiddetli bulantı-kusma, ishal, karın ağrısı durumlarında acilen hastaneye başvurmaları gereklidir.”
Kaynak: http://www.haberturk.com/haber.asp?id=450&cat=230&dt=2006/09/23