Şeker hastalığı hafife almaya gelmez
Kanser veya kalp kriziyle karşılaştırıldığında şeker hastalığı daha az riskli görünüyor ama asıl değişik. Amerikan Diyabet Derneği başkanı Larry Hausner şöyle diyor: “Genel grüş şöyle: Nasıl …
Kanser veya kalp kriziyle karşılaştırıldığında şeker hastalığı daha az riskli görünüyor ama asıl değişik.
Amerikan Diyabet Derneği başkanı Larry Hausner şöyle diyor: “Genel grüş şöyle: Nasıl olsa şeker hastalığının rehabilitasyonu var, hem şeker hastası olduğunu söyleyen insanlar çok da sıhhatli görünüyorlar. Zati hiç kimsenin şeker hastalığından can verdiğini de dinlemedik.. Oysa şeker hastalığıyla alakalı bilmediğimiz hala çok şey var”
Şeker hastalığı asla afife alınacak bir rahatsızlık değil! Bütün vucudu etkiliyor, dinleme ve görme kayıplarına hatta cinsel bozukluklara yol açtığı gibi uyku kumpasını sıhhati de etkiliyor. Üstelik kalp krizi ve felç tehlikesini bariz derecede artırıyor.
“Sizi diri diri yiyip bitirme potansiyeline sahip bir hastalık bu” diyor North Carolina Üniversitesi Tıp fakültesinden Dr.John B. Buse “o kadar makûs bir hastalık ki yaratacağı makûs tesirleri hipotez etmek neredeyse olanaksız”
Diyabet, bedenin kan şekerinden enerji elde edememesinin bir neticeyi olarak büyüyor. İkinci tipteki şeker hastalığı –ki şeker hastalarının %90-95’i bundan muzdarip- kiloluluk ve egzersiz noksanlığı gibi sebeplerden dolayı ortaya çıkıyor. Bcerahatçi tip şeker hastaları ise çocukluklarından itibaren bağışıklık sisteminde alana gelen bir bozukluk neticesinde insülin salgılayan hücrelerin can vermesiyle oluşuyor.
ABD ulusunun %8’inde şeker hastalığı olduğu hipotez ediliyor. 60 yaş üstü insanların yüzde 25’inde şeker hastalığı büyüyor. Kan şekeri seviyelerinde anormallik olan ve şeker hastalığının ön safhasında kabul edilebilecek insanların oranı ise yüzde 25 hipotez ediliyor.
Diyabet, rehabilitasyon edilebilir bir hastalık. Bilhassa yeni geliştirilen ilaçlar sayesinde rehabilitasyondaki başarı oranı süratle yükselmekte. Ancak hastalığın izlenmesi ve hakimiyet altında yakalanması oldukça giderli bir süreç. Üstelik bu süreç bütün bir yaşam stilini etkiliyor: Hastaların kilolarına aralıksız olarak dikkat etmesi, kumpaslı egzersiz yapmaları ve karbonhidrat seviyelerini aralıksız olarak hakimiyet etmeleri koşul.
En makûssu ise, şeker hastalığının öteki bir çok rahatsızlığı tetikleyici ve makûslaştırıcı tesire sahip olması. Asap sisteminde yaratacağı tahribatların neticeyi olarak âmâlık ve duyma kaybına neden olabileceği gibi, diyabet karaciğer ve böbrekler üzerinde de son derece tahripkar tesirler yaratabiliyor.
Diyabet cinsel yaşamı da çok negatif etkiliyor. Şeker hastası erkeklerin yüzde 50 ile yüzde 80 arasında değişen bir kısmında sertleşme bozuklukları yaşanırken kadın hastalarda ise cinsel istek kaybı sıkça görülen bir gidişat.
Hekimlerin önündeki en büyük maniyse, hiç kimseyi korkutmadan bu hastalığın risklerine dikkat çekebilmek. İnsanların korkmadan bu hastalıkla gayret edebilmesi gerek ama ne kadar ciddi bir meseleyle baş etmek gerektiğini asla unutmadan…
http://www.guncel.net/saglik/2008/07/04/seker-hastaligi-hafife-almaya-gelmez.htm