Safra taşlarına karşı hareketli yaşam sürün
Safra kesesi, karaciğerde üretilen safranın yoğunlaştırılarak depolandığı ve gerektiği zaman uygun ölçülerde bağırsaklara boşaltıldığı bir uzuvdur. Gıdaların hazmedilmesinde ehemmiyetli bir işlev üstlenir. Yaşamsal bir uzuv değildir. …
Safra kesesi, karaciğerde üretilen safranın yoğunlaştırılarak depolandığı ve gerektiği zaman uygun ölçülerde bağırsaklara boşaltıldığı bir uzuvdur. Gıdaların hazmedilmesinde ehemmiyetli bir işlev üstlenir.
Yaşamsal bir uzuv değildir. Taş ile dolduğunda veya iltihaplandığında cerrahi teşebbüs ile çıkarılması ehemmiyetli bir sağlık problemine yol açmaz. Ancak özellikle safra taşları sebebiyle çok sık hasta olduğu ve yaşam niteliğini ehemmiyetli miktarda bozabildiği öğrenilmektedir.
Safra kesesinde taş görülme sıklığı fazladır, ama safra taşı hastalığı genellikle ömür boyu hiçbir bulgu vermeyen bir sağlık meseleyidir. Genetik servetinizin taş yaradılışında da tesiri vardır. Ayrıca beslenme şekliniz, beden ağırlığınızın, cinsiyetiniz, doğum sayınız, etkinlik seviyeniz de tesirlidir. Kilo aşırılığı ve kiloluluk meseleyi olanlarda, çok düşük kalorili perhizlerle kilo alıp verenlerde, sık ve çok rakamda doğum yapan bayanlarda, hareketsiz bir yaşamı ısrarla sürdürenlerde safra taşı sıklığı yüksektir. Bazı ilaçların safra taşı yaradılışını kolaylaştırdığı da öğrenilmektedir: ‘Tiazid’ kapsayan idrar söktürücüler, ‘seftriakson’ gibi bazı antibiyotikler, kan inceltici, kan yağlarını düşürücü bazı ilaçlar ile doğum hakimiyet haplarının bir kısmı safra taşı yaradılışını kolaylaştırabilir.
BULGULARI ÇOK ÖZEL
Ağır ve yağlı bir yemekten 1-2 saat sonra başlayıp birkaç saat süren, karnın sağ üst kısmında, kaburga yayının hemen altında ve mide üzerinde barizleşip sağ kürek kemiği altına doğru dağılan, ani başlangıçlı sızıların safra kesesi taşı ile ilişkili olabileceğini düşünmelisiniz. Bu sızıların en ehemmiyetli özelliği, şiddetinin yavaş yavaş çoğalması ve emin bir seviyeye eriştikten sonra rahatlayıp eksilmesidir. Çoğu defa sızıyla beraber bulantı da vardır. Sızıya kusma eşlik ediyor, ateş, titreme ve sarılık gibi bulgular ortaya çıkıyorsa taşın safra kesesinden safra yoluna geçtiği, cerahatli bir probleme dönüştüğü düşünülmelidir.
Safra taşlarının oluşturduğu ve tıpta ‘safra koliği’ olarak adlandırılan sızılı hamlelerde en büyük mesele, karındaki pek çok olayın da aynı bulguları vermesidir. Her türlü karın sızısının hemen safra taşına bağlanması bu sebeple yanıltıcı olabilir. Böyle bir yaklaşım iki negatif neticeye yol açabilir: Çok daha ciddi bazı sağlık meselelerinin tanısında geç kalınabilir veya safra taşı ile ilişkisiz sızılar safra taşına bağlanarak hastaya afaki cerrahi operasyonlar uygulandığından cerrahi sonrasında hastanın şikayetleri devam edebilir.
‘Safra koliği’ olarak belirlediğimiz, sızıların mide ve oniki parmak bağırsağı ülserleri, böbrek taşları, ince ve kalın bağırsak hastalıkları, midenin asapsal orijinli meselelerinde de oluşabileceği öğrenilir. Safra kesesi taşlarına bağlı sızıların bazen göğüsün ön kısmına ve kalbe doğru dağılabileceği ve koroner kalp hastalıklarına bağlı anjinal sızılarla karıştırılabileceği anımsanmalıdır.
TEŞHİSİ ÇOK KOLAY
Safra kesesi taşlarının tanısı kolaydır. Hekiminize en çok bereketli olan tanı usulü ultrasonografidir. Ultrasonografinin tanı kıymeti çok yüksektir. Pratik ve ucuz olması da ehemmiyetli bir avantajdır. Hekiminiz, hastalığınızın hikayesi, fizik tetkikinizden elde ettiği neticeler ve ultrasonografisi belirtileri ile tanıyı kolayca koyacaktır. Bazı karışık gidişatlar her zaman muhtemeldir. Özellikle taşın safra kanallarına geçtiği, vakaya pankreas bezinin iltihaplanmasının veya safra yolları tıkanmasının eşlik ettiği vaziyetlerde teşhisin konulması kolay olmayabilir. Bu olgulara daha ileri tanı usullerinden istifade edilecektir: Safra yollarının endoskopik olarak muayeneyi, kontras maddelerle patolojik olarak araştırılması, MRI koranjiografi bunlardan kimileridir.
SAKIN KORKMAYIN
Safra kesesi taşlarının sık görülen bir sağlık meseleyi olduğunu, ama safra taşı olan herkesin bu meseleleri yaşamasının gerekmediği öğrenmelisiniz. Bir safra kesesi taşı hiç bulgu vermeden, sizi hiç rahatsız etmeden, sizinle iyi komşuluk ilişkilerini sürdürerek yaşam niteliğinizi etkilemeden size ömür boyu sürecek iyi bir yol dostluğu yapabilir. Cemiyetin ehemmiyetli bir kısmında safra kesesi taşı vardır ve başka emelle yapılan muayeneler esnasında kazara tespit etilir. Şayet ‘akut taşlı kolesistit’ veya safra yolu iltihaplanması kolanjit gibi meselelere ya da süregen taşlı kolesistit gibi sevinç kaçırıcı bir sağlık meselesinde neden olmazlarsa safra kesenizdeki taş ile beslenmenize göstereceğiniz bazı minik dikkatlerle meselesiz sürdürebilirsiniz.
SAFRA TAŞINA KARŞI BESLENME TEKLİFLERİ
Daha az yağlı bir beslenme tasarıyı.
Yumurta ve yumurta kapsayan gıdaların eksiltilmesi.
Az ölçülerde ve sık yiyecek harcanması.
Sebzelerin iyice pişirilmesi ve meyvelerin komposto olarak seçim edilmesi.
Acılı baharatlar, turşu, kakao, sirke, kuru yemişler, hardal, çemen, sarmısak ve tarçın gibi gıdaların eksiltilmesi.
Kahve, koyu çay, içkili ve karbonatlı meşrubatların sınırlanması.
Yağda kızartılmış etler, sucuk, pastırma, salam, sosis, tuzlu balık, kavurma etler, karaciğer, beyin, böbrek, dil, dalak, vicdan ve işkembe gibi gıdaların fazla harcanmaması.
Nebatsal yağlara öncelik verilmesi.
Kaymak, krema, çikolata, kek, pasta, yağlı şekerler, helvalar ve lokumlardan uzak durulması.
Çeşnilendirilen kraker ve bisküvilerin, kuru baklagiller, mısır ve bulgurun, patates kızartması ve hazır çorbaların eksiltilmesi.
NASIL KORUNMALI
Safra taşı hastalığına tutulmak istemiyorsanız:
Hareketli bir yaşam sürün.
İdeal kilonuzu sürdürmeye çalışın.
Taş yapıcı ilaçlardan uzak kalmaya özen gösterin.
Hekiminiz sizde de safra taşı hastalığı olduğunu belirtmişse cerrahi bir teşebbüsün gerekip gerekmediği mevzusunu dikkatle tahlilli ve önerilen beslenme tasarısına uymalısınız.
AKLINIZDA OLSUN
Cerrahi teşebbüs ne zaman gerekir
Rastgele bir bulgu vermeyen ve kazara tespit etilen ‘suskun safra kesesi taşları’nın sizi rahatsız etme olasılığı yüzde 10’u geçmez. Bunun anlamı hastaların hepsinin rehabilitasyon edilmesinin yüzde 90 oranında afaki olduğudur. Mesele çıkarmayan ve bulgu vermeyen safra taşlarının rehabilitasyonu alttaki gidişatlar dışında pek gerekmez:
3 cm2 üzerindeki taşlar.
Yüksek oranda safra kesesi kanseri tehlikeyi taşıyanlar genetik servetin yüklü oluşu.
Acil vaziyetlerde tıbbi bir desteğe erişmesi imkânsız bölgelerde yaşayanlar.
Şeker hastalarında tespit etilen safra taşları.
Orak hücre kansızlığı hastalığına eşlik eden safra taşı hastalığı.
Prof.Dr. Osman MÜFTÜOĞLU Hürriyet