Negatif denge pozitif denge
Yenilen 1,000 mg. …
Yenilen 1,000 mg. 500 mg.
Emilen 300 mg. 200 mg.
Atılan 350 mg. 100 mg.
Kalan -50 mg. +100 mg.
Negatif kalsiyum dengesi, sindirim yoluyla emilen kalsiyum miktarından daha fazla bir miktarın idrarla dışarı atılması demektir. Pozitif kalsiyum dengesi, dışarı atılandan daha fazla miktarda kalsiyumun vücut tarafından emilmesi demektir. Negatif denge, zaman içinde kemik kaybına yol açar, çünkü ek kalsiyumun başlıca kalsiyum deposu olan kemiklerimizden sağlanması gerekir.
Geniş çaplı araştırmalar sonucunda, osteoporozun az kalsiyum alımı ile değil, idrar yoluyla aşırı kalsiyum kaybına yol
açan çeşitli beslenme faktörleriyle ilişkili olduğu ortaya çıkmıştır. İdrar yoluyla aşırı kalsiyum atılması nedeniyle, zaman içinde kalsiyum rezervlerimizin sürekli olarak azalması osteoporozun birincil nedenidir. Şimdi, idrarla aşırı kalsiyum atılmasına katkıda bulunan faktörleri inceleyelim.
İdrarda kalsiyum kaybına neden olan besinsel faktörler:
hayvansal protein
tuz
kafein
rafine şeker
alkol
nikotin
alüminyum içeren mide ilaçlan
antibiyotik, steroid, tiroid hormonu gibi ilaçlar
A vitamini tamamlayıcıları
Yayımlanmış veriler, kalsiyumun idrarla atılmasındaki artışı, hayvansal protein alımıyla bağlantılı bulurken, bitkisel protein alımıyla bağlantılı bulmamaktadırlar. Bitkisel yiyecekler, bazılarında bol protein olmakla birlikte, asit oluşturmazlar. Hayvansal protein alımı kanda ağır bir asit yüküne neden olur. Bu durum, asidi nötralize etmek için kemiklerden kalsiyum salgılanmasına yol açan bir dizi reaksiyona yol açar. Hayvansal ürünlerde bulunan sülfür bazlı amino asitler, idrarda asit üretimine ve bunun sonucunda da kalsiyum kaybına önemli katkıda bulunurlar. Hemşirelerin Sağlık Araştırması, günde 95 gr. protein tüketen kadınların ön kollarında kırık olma riskinin, günde 68 gr’dan daha az protein tüketen kadınlara göre yüzde 22 daha fazla olduğunu göstermiştir.
Kalça kırıkları ve yiyecek hakkındaki en kapsamlı araştırma 1992′de yapılmıştır. Yazarlar, kalça kırığı görülme sıklığı ile ilgili olarak yapılmış bütün coğrafik raporları araştırmışlardır. On altı ülkede kadınlar üzerinde yapılmış olan otuz dört araştırma bulmuşlardır. Analizleri sonucunda, hayvansal protein açısından zengin diyetlerin kalça kırıkları ile en yüksek korelasyona sahip olduğunu bulmuşlardır (yüzde 81).
Süt ürünlerinde bulunan ekstra kalsiyum yukarıdaki tabloda listelenen faktörlerin güçlü etkisine karşı koruma sağlayamaz. Tipik Amerikan diyetinde sadece protein değil, tuz, şeker, kafein de fazladır ve sebze ve meyveler azdır.
Meyve ve sebzeler hayvansal proteinden gelen asit yükünü hafifletmeye yardımcı olur ve kalsiyum kaybını azaltır. Bu nedenle, idrarla kalsiyum kaybını tetikleyen faktörlerin güçlü kombinasyonuna karşın çok daha fazla kalsiyum tüketmemiz gerekir.
Bazı araştırmacılar, fazla protein alımımızı, daha fazla kalsiyumla dengeleyebileceğimize inanmaktadırlar. Eğer fazla tükettiğimiz tek şey hayvansal protein olsaydı bu belki doğru olabilirdi, ama Amerikan diyetinde ve hayat tarzında yanlış yaptığımız şeylerin sayısı düşünüldüğünde, bu bir işe yaramaz.
Daha fazla süt içmek kesinlikle koruyucu değildir. Ekstra kalsiyum tamamlayıcıları almak kalsiyum kaybını bir nebze dengeleyebilir ve kemik kaybı hızını yavaşlatabilir, ama yeterli değildir. Diğer nedenleri de azaltmamız gereklidir. Süte A vitamini bile ekliyoruz ve birçok kadın da A vitamini tamamlayıcıları alıyor ki, bu da daha fazla kalsiyum kaybına neden oluyor.
Bütün bu faktörler, dünya çapında kalsiyum alımının neden kalça kırıklarının azalmasına yol açmadığını açıklamaktadır. Eskimolar mükemmel bir örnektir. Günde 2,000 mg. gibi inanılmaz büyük bir miktarda kalsiyumu, yedikleri yumuşak balık kılçıklarından almaktadırlar, ama dünyadaki en yüksek kalça kırığı oranına sahiptirler; çünkü balıktan çok fazla hayvansal protein alırlar.