Klimadaki gizli tehlike
Sıkıldıran sıcaklarda klimayla ferahlayanlar, dikkat… Sıcak havanın çoğalmasıyla beraber kullanım sıklığı artan klimanın, dış kulak cerahati, grip, nezle, zatürre gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarına neden olabildiği …
Sıkıldıran sıcaklarda klimayla ferahlayanlar, dikkat…
Sıcak havanın çoğalmasıyla beraber kullanım sıklığı artan klimanın, dış kulak cerahati, grip, nezle, zatürre gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarına neden olabildiği belirtildi.
Ankara Üniversitesi AÜ Tıp Fakültesi İbn-i Sina Sağlık Kurumu Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Öğretim Azası Prof. Dr. Gürsel Dursun, Anadolu Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, küresel ısınmanın da tesiriyle hava sıcaklıklarının mevsim bayağılarının üstüne çıkmasına paralel olarak, evde, iş yerlerinde ve vasıtalarda sıkça kullanılan klimanın, hakimiyetsiz ve uzun zaman kullanılmasının ciddi sağlık meselelerine yol açabildiğini söyledi.
Klimalardaki polen filtrelerinin, kumpaslı olarak değiştirilmemesine bağlı olarak, filtre üzerine muhtelif virüslerin yerleşebildiğini belirten Dursun, şunları kaydoldu:
”Çok şiddetli hastalık yapma özelliğine sahip olan virüsler, klima aracılığıyla üst solunum yoluyla mekan içindeki bireylere geçiyor ve üst solunum yolu enfeksiyonlarına neden olabiliyor. Klimaya bağlı büyüyebilecek üst solunum yolu enfeksiyonları, grip, nezle, soğuk algınlığı ile kendini gösteriyor, orta vadede sinüzit, bademcik cerahati, dış kulak cerahatine, zatürre ve bronşite yol açabiliyor. Hatta, kimi zaman ölümcül zatürre hücumlarına dahi neden olabiliyor.”
Dursun, klimanın çalışması ile havadaki nem oranının eksildiğini ve mekanda yoğunlaşan kuru havanın da burun içi dokularda ve boğazda tahrişe neden olduğunu, buna bağlı olarak bireyde enfeksiyon görülme tehlikesinin çoğaldığını dile getirdi.
Bu cins negatif tesirlerin görülmemesi için olabildiğince natürel havalandırma yapılması gerektiğini vurgulayan Dursun, şunları söyledi:
”Çok gerekmedikçe klima yerine mekandaki pencere ve kapıların açılarak civarın havalandırılması daha uygundur. Klima kullanımı halinde ise civarda klimanın doğrudan solunuma gelmesinin yasaklanması gerekmektedir. Klimanın, taşıt içinde, sırçalara ya da ayaklara, ev ya da iş yerlerinde de doğrudan surata denk gelmeyecek, civara gelecek biçimde ayarlanması, olası hastalıklara karşı gözetici bir yöntem olacaktır. Klima, gün içerisinde muhtemel olduğun az zaman kullanılmalı ve civardaki nem ölçüsünün çoğalması için zaman zaman natürel havalandırma yapılmalı.
Filtrelerde biriken virüslerin temizletilmesi için kumpaslı olarak, klimanın bakımının ve pakliğinin yapılmasına özen gösterilmeli.”
-YAZ AYLARINDA SIK GÖRÜLEN ÖTEKİ HASTALIKLAR-
Yaz aylarında en çok karşılaşılan problemlerin başında dış kulak yolu hastalıklarının geldiğini de belirten Dursun, havuza ve denize girilmesine bağlı olarak özellikle dış kulak yolunda enfeksiyonların ortaya çıkabildiğini kaydoldu.
Dursun, havuz sularının pak olmamasının enfeksiyon tehlikesini tetiklediğine dikkati sürükleyerek, ”Böyle bir gidişatta bireyde çok şiddetli bir kulak ağrısı görülür. Kulağa değmek dahi ağrı uyandırabiliyor. Duymada eksilme ve kulaklarda tıkanıklık hissi olabiliyor” dedi. Bu cins şikayetlerin olması vaziyetinde şahsın hemen su ile temasının kesilmesi gerektiğini ifade eden Dursun, en kısa vakitte doktora müracaat etilmesini önerdi.
Dış kulak enfeksiyonunun, antibiyotik ile rehabilitasyon edildiğini belirten Dursun, kulak cerahati geçiren ya da kulak çeperi delik olan şahsın, havuza ya da denize girerken, kulaklarına vazelinli pamuk ile tıkaç yapması ya da silikon tıpa kullanması gerektiğini söyledi.
Dursun, orta kulak irinlerinin ise genellikle grip, nezle gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarından sonra büyüdüğünü vurguladı. Orta kulak iltihaplanmasının, sesin derinden gelmesi, ağrı, duymanın eksilmesi ya da kaybolması biçiminde bulgu verdiğini vurgulayan Dursun, hastalığın ileri aşamasında kulak çeperinin delinerek, irinin dışarı akabildiğine dikkati çekti.
-”BURUN KANAMALARINDAN EVHAM ETMEYİN”-
Burun kanamalarının da yaz aylarında özellikle çocuklarda sıkça karşılaşıldığını kaydolan Dursun, özellikle kuru ve tozlu havalarda burun içindeki damarların ivedi tahriş olmasına bağlı olarak görüldüğünü belirtti.
Dursun, bunda evham edilecek bir şey olmadığını, soğuk su ile yıkamak, burun kanatlarına elle bastırarak tampon yapmak ya da ıslatıcı pomat kullanmak gibi uygulamalar yapılabileceğini söyledi.
Burun kanaması halinde başın netlikle arka tarafa doğru yatırılmaması gerektiğine dikkati sürükleyen Dursun, böylesi bir gidişatta kanın hava yoluna kaçabileceğini bu sebeple başın öne doğru eğilmesi gerektiğini bildirdi.
Prof. Dr. Gürsel Dursun, kanamanın durmaması ya da kanama sıklığının çoğalması halinde de doktora müracaat etilmesi gerektiğini dile getirdi.
Anadolu Ajansı
Kaynak: http://www.haberturk.com/haber.asp?id=87331&cat=220&dt=2008/07/23