Ebola Virüsünün Serumu Bulundu

02.06.2023
464
Ebola Virüsünün Serumu Bulundu

Bu suale doğrudan cevap vermeden evvel, basında bu mevzuda çıkan haberlere değinelim.

Basında Çıkan Lekelilik Haberleri

            Takribî birbuçuk ay evvel basında manşetten verilen haberlerde, İstanbul’da deniz suyunda ileri derecede lekelilik olduğu ve yurttaşların denize girmekten sakınması gerektiği istikametinde haberler yapıldı. Haberin alt kısmını araştırdığımızda, Kadıköy Kurbağalıdere’de ıslah çalışmaları yapıldığı, bazı bölgelerden kanalizasyon sularının arıtılmadan Kurbağalıdere’ye verildiği ve bu sebeple Kalamış Koyu etrafında büyük bir lekelilik oluştuğu belirtiliyordu. Bu lekelilik sebebiyle de Marmara Denizi’nin kirlendiği ve tüm sahillerde denize girişin mahzurlu olduğunu çağrıştıran haberler vardı. Lekeliliği gösteren ölçüm neticelerinde de, Kalamış Koyu çevresinde bulunan Fenerbahçe ve Moda sahillerine ait lekelilik gösteren bedeller verilmişti.

            Ulusta Oluşan Panik

            Bu haberler son derecede tesirli oldu ve İstanbul’da senelerden beri denize giren birçok insan, fobisinden bu yaz neredeyse ayağını denize sokamaz hale geldi. Denize giren sayısı da hazin olarak düştü. Girenlere de sanki cehalet ve çılgın gözüyle bakılmaya başlandı.

            Asıl Vaziyet Nedir?

            Halbuki asıl vaziyet böyle değildir.

            İstanbul genelinde, insanların denize girişini yasaklayacak bir lekelilik gidişatı oluşmamıştır. Kurbağalıdere ve Kalamış Koyu hariç.

            Biz, takribî 10 seneden beri Moda Deniz Kulübü’nün önünden denize girmekteyiz. Bu sebeple de, her sene yazları periyodik aralıklarla kendi güvenliğimiz için Moda Deniz Kulübü’nün önündeki deniz suyundan misal alarak, Gelişim Tıp Laboratuvarları’nda muayene etmekteydik. Genelde neticeler pak çıkmakta ve bakteri üremesi görülmemekteydi.

            Kadıköy Kurbağalıdere’de, çalışmalar sanıyoruz 2014 Mayıs ayı etrafında başladı. Haziran ayı başlarında Moda deniz suyundan aldığımız misallerde, geçen senelerin aksine bir lekeliliğin ortaya çıktığını gördük. Ancak lekelilik, ileri boyutta değildi. Aralıklı hakimiyetlerde, Temmuz ayında lekeliliğin iyice çoğaldığını gözlemledik ve Moda’dan denize girmeyi durdurduk. Zati lekelilik gözle görülür biçimde de çoğalmış durumdaydı ve tepeden bakıldığı zaman, deniz suyunun rengindeki başkalaşım tüm Kalamış koyunu kaplıyor, Fenerbahçe ve Moda’yı içine alıyor, bir yay biçiminde Kalamış Koyu’nu da 2-3 km ilerisine, Marmara’ya doğru yayılıyordu.

            Son 15 gün içinde ise, Kurbağalıdere’deki çalışmalar eksildi, çalışmalar denizden çok kara kesimlerine, etraf tertip etmelerine kaydı. Denizde de adım adım bir düzelme olmaya başladı. Tüm Kalamış Koyu’nun kaplayan lekelilik hattı daralmaya başladı, sadece orta kısımda daralan bir şeride dönüştü. Sahil kısımlarındaki deniz suyu da sıradan rengine doğru dönmeye başladı.

            Bu başkalaşımı, biz aldığımız misallerde de gözlemledik. Son 10 gün içinde Moda Deniz Kulübü’nün önünden aldığımız deniz suyu misallerinden Gelişim Tıp Laboratuvarları’nda yaptığımız muayenelerde, koliform bakteri üremesi adım adım eksildi ve artık “ Yeterli nitelikte su” vaziyetine doğru yanaşıyor. Başka Bir Deyişle, yaz biterken Kalamış Koyu kendini toparlamaya başlıyor. Tabii ki yine Kurbağalıdere’de çalışmalar artırılmaz ise.

            İstanbul Genelindeki Vaziyet Nedir?

            Bu arada, İstanbul genelindeki plajların yaz yarıyılındaki lekelilik vaziyetlerini de inceledik.

            Deniz suyu ölçümlerini periyodik olarak ölçmekle görevli bir devlet müesseseyi var. İstanbul Ulus Sıhhati Müdürlüğü. Her 15 günde bir ölçüm yapıyorlar ve istanbulhalksagligi.gov.tr’de neticeleri yayınlıyorlar.

            Mayıs ayından 18 Ağustos’a kadar yapılan ölçümlere göre, Anadolu Yakası’nda Tuzla Ulus Plajı, Caddebostan Plajı, Suadiye Plajı ve Adalar’da bulunan belirli plajlarda ölçümler hep genellikle “ İyi nitelikte su” ya da “ Yeterli nitelikte su” seviyelerini gösteriyor. Başka Bir Deyişle, deniz suyu bu bölgelerde hiç girilemez vaziyete gelmemiş.

            Sadece, 21 Temmuz ve 4 Ağustos ölçümlerinde, koliform bakteri sayısında bir yükselme olmuş, ancak o da kabul edilebilir seviyede. Muhtemelen, Kalamış Koyu’ndan buralara da hudutlu bir etkilenme olmuş.

            Bunun dışında Bakırköy, Florya, Beylikdüzü, Mimarsinan, Selimpaşa gibi bölgelerde de girilebilir vaziyette plajlar görünüyor. Boğaz hattında ve Karadeniz kıyısında da girilebilir vaziyette bir hayli plaj var.

            Dikkat toplayan vaziyetlerden birisi de, Suadiye ve Caddebostan gibi Anadolu Yakası’ndaki plajların Boğaz hattından ve Kilyos, Şile gibi yerlerden daha pak olması. Bunun da sebebi, bu bölgede bütün bir arıtma kuruluşu yapılması ve kıyıya lekeli su akıntısı bulunmaması.

            Başka Bir Deyişle asıl vaziyet bundan ibaret. Kalamış Koyu dışında, İstanbul’da denize girişi yasaklayacak genel bir kirlenme olmamış görünüyor. Son yarıyılda, Moda etrafında da iyileşme kollanıyor.

            Bir de şunu belirtelim. Deniz suyunda, hele de İstanbul gibi metropol bir şehirde sıfır bakteri tutmak kolay değil. Ml’ de 200’ e kadar fekal koliform bakteri “ İyi nitelikte su”, ml’ de 2000’ e kadar fekal koliform da “ Yeterli nitelikte su” olarak değerlendiriliyor. Belirtilen plajlarda ölçümler bu seviyenin altında izliyor.

            Lekeli Suda Ne Olur?

            Koliform bakteriler, basmakalıpta insan barsağında bulunurlar. Barsak dışında bir bölgeye geçerlerse hasar verirler. Sıhhatli olan ve bedeninde rastgele bir sarih yarası olmayan bireylerde, fazla bir etkilenme olmaz. Ancak bağışıklık sistemi beceriksiz olanlar, sarih bir yarası olanlar, kronik kulak infeksiyonu olanlar, kronik idrar yolu infeksiyonu olan bireylerde infeksiyon oluşabilir ya da yakınmalarında çoğalış olabilir.

            ÖZET: Paniğe gerek yok. İstanbul’da uygun bölgelerde denize girebilirsiniz.

BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.