Cinsel Yaşamınızı Koruyun
Rutgers Üniversitesi’nin desteklediği sosyal araştırmalar yapan Milli Evlilik Projesi adlı müessesenin yayınladığı “Birlikteliklerimizin Gidişatı 2006” başlıklı rapor, Amerika da aile müessesesinin büyük bir çözülme yaşadığını ortaya çıkardı.
Rutgers Üniversitesi’nin desteklediği sosyal araştırmalar yapan Milli Evlilik Projesi adlı müessesenin yayınladığı “Birlikteliklerimizin Gidişatı 2006” başlıklı rapor, Amerika da aile müessesesinin büyük bir çözülme yaşadığını ortaya çıkardı. Muhtelif istatistik ve incelemelere yer verilen geniş kapsamlı raporda, son senelerde “çocuksuz hayat” isteyen Amerikalıların rakamının süratle çoğaldığı belirtiliyor; bunun, ülkenin sosyal hayatını ve geleceğini etkileyecek acıklı bir büyüme olduğu vurgulanıyor.
Raporda, evlilik dışı birlikteliklerin çoğalması, kolej ve üniversiteyi tamamladıktan sonra geç yaşta evlenen kadınların çocuk yapmak istememesinin Amerikan sosyal yapısını değiştirdiği belirtilerek, “Eğitime ve gençlere bölen bütçe geçen seneye göre yarı yarıya geriledi. Cemiyetin mekteplere dayanağı eksildi. Tüketim alışkanlıkları değişti. Fantezi, cümbüş ve başka makûs alışkanlıklara tüketilen para aşırılaştı.” sınıyor. Her hafta sonunu iple sürüklüyordu. Anne ve babası boşandıktan sonra annesinin yanında kalan 6 yaşındaki minik kız, babasının yanında geçireceği birkaç saati özlüyordu. Annesi onu otomobille babasının oturduğu eve muhakkak bir saatte getirip vazgeçiyor, akşam da alıyordu. Babası, obezite hastalığına tutulmuş, fazla kilolardan dolayı polislikten dağılmak zorunda kalmıştı. Evvel işini sonra eşini kaybetmişti. “Özel bir işletmede çalışmaya başladım. Her şey düzelecek.” diyordu. “Neden boşandın?” soruma; “Sağlık meseleleri.” dedi kısaca. Amerikalılar neden çok çocuk yapmıyorlar?” diye sordum; “Çocuğu yetiştirmek kolay değil. Çocuk geliştikçe maliyeti ve meseleleri de çoğalıyor. Oysa bak kedi ve köpekler problem çıkarmıyorlar.” dedi. Ailelerin çoğu hayatlarını çocuksuz geçiriyor. Evlenenlerde doğurganlık oranı düşüyor ve yaş ilerledikçe doğurma umudu tükeniyor. Çocuksuz hayat özellikle kadınların hayatını etkiliyor. Bunalım, stres gibi psikolojik meselelerin yanı gizeme ilerleyen yaşlarda yalnızlık gibi sosyal meseleler de çoğalıyor.
Popülasyon Ofisi sayılarına göre 1970 senesinde; 25-29 yaşları arasında çocuğu olan ve en az bir çocuk yetiştiren ailelerin oranı yüzde 73 iken, 2000 senesinde aynı yaş grubunda bu oran yüzde 48 e düştü. Yeniden 1970 te 50-54 yaşlarında çocuklu aile oranı yüzde 27 iken bu oran 2000 de yüzde 15 e geriledi. Raporda, “Hiç çocuğu olmayan kadınların oranı gelişiyor. 1974 te çocuksuz kadın oranı 10 da birken, 2004 te bu beşte bire indi.” sınıyor. Amerikan hayat stilinde çocuk, anne ve babanın sosyal ve ekonomik hayatını etkiliyor. Kadın ve erkekler, daha iyi yaşayabilmek için daha fazla eğitim ve iş olanağı arıyorlar. Çocuk sahibi olmayan anneler, kendilerine daha fazla para ve zaman ayırabiliyorlar. Raporda şu görüşlere yer veriliyor: Amerikalılar çocuğu ekonomik açıdan yük görüyor. Senelik kazancı 57 bin 400 dolar olan bir ailenin, çocuk 17 yaşına gelene kadar tükettiği para 237 bin doları buluyor. Amerikan aile yapısı çocuklu aileden çocuksuz aileye doğru kayıyor. 1960 a göre çocuklu ailelerin rakamı üçte bir eksildi. Tarihin en düşük yüzdesine erişti. Şayet yirminci asır çocuklu aile asrı ismini aldıysa, 21. asır da çocuksuz aileler asrı ismini alabilir.
Rutgers Üniversitesi Raporunda Aile İle Alakalı Bilgiler Şöyle:
Evlilik yaşı ilerledi: 1960 ta kızlarda 20, erkeklerde 23 olan ilk evlilik yaşı 2005 te 26, 27 ye çıktı. Boşanma yüksek: Boşanma oranları 1960 ların iki katına erişti. 1980 senesinde tarihin azami oranlarına çıkan boşanma, 2004 te yüzde 40-50 lerde kaldı. Boşanma nedeni olan bazı etmenler tehlike oranına göre ise şöyle: Senelik kazancın çok yüksek veya düşük olması. Evlilik evveli ilişki, çocuk. 25 yaşın üstü veya 18 yaşın altındaki evlilikler. Tarafların aileleri, kültürleri. Üye olduğu dinlere olan bağlılıkları ve eğitim vaziyetleri. Yanında çocuk bulunan aileler oranı eksiliyor: 1960 ta yüzde 48,7 olan çocuklu aile rakamı 2000 senesinde 30,8 e geriledi. 2010 senesinde yüzde 28,0 düşmesi bekleniyor. Senelere göre oranlar şöyle: 1970: Yüzde 42,2, 1980: Yüzde 38,41, 1990: Yüzde 34,6, 2000: Yüzde 32,8.
Evlilik dışı yaşam trendi: Evlenmeden beraber yaşanan, eşcinsel ilişkisi bulunan ve 15 yaşından minik çocuklarla yaşayanların rakamı son 45 senede büyük çoğalış gösterdi. 1960 ta 197 binlerde olan sayı, 2005 te 1 milyon 957 bine yüseldi. Kadınlarda evlilik dışı doğum oranı 1960 senesinde yüzde 5,3 iken, 2004 senesinde yüzde 35,7 oldu. Evlenmeden yaşayanlar: Evlenmeden yaşayanlar, ülke popülasyonu içinde büyük bir çoğunluğu teşkil ediyor. Gençler evlenmeye sıcak değil: Lise talebeleri arasında yapılan bir araştırma gençlerin konutluluğa sıcak bakmadığını ortaya çıkardı. Bir bireyle konutluluğun devamını umanların oranı geçtiğimiz senelere göre düştü.